9- Roma Hukuku / Hak
3

ROMA HUKUKU

HAK:

Hak, hukuk tarafından tanınan yetkidir. Başka bir tanıma göre hak, toplumda yaşayan bireylerin topluluklardan talep edebildiği şeylerdir. Birey hukukun verdiği yetkiler içersinde topluluktan birşeyler talep edebilir. Romalılar hakka daha ziyade actio’lar yani bir hakkın korunması için hukuk düzeninin verdiği dava hakları yönünden yaklaşmışlardır. Bir kimsenin actio’su varsa bunun anlamı, hakimin vereceği kararla bu hakkını o toplumdaki herkese kabul ettireceğidir.

HAKLARIN AYRIMI:

1- Mutlak Haklar: Mutlak haklar, hakimiyet haklarıdır.böyle bir hakka sahip olan kişi karşısında toplumun diğer üyelerinin bu hakka riayet etme yükümlülüğü vardır. Bu haklar herkese karşı ileri sürülebilirler. Hakimiyet hakları Roma’da ya maddi mallar üzerinde yada şahıslar üzerinde mevcut olabiliyordu.

A- Eşya Üzerindeki Mutlak Haklar: Maddi varlıklar üzerinde sahiplerine mutlak hak karakterinde yetkiler veren haklardır. Bunlara “ayni haklar” da denmektedir. Ayni haklarda sınırlı sayı ilkesi geçerlidir. Ayni haklar tahdidi olarak sayılmıştır, bundan dolayı da kişiler hukuk düzeninde belirtilmemiş bir ayni hak tipi oluşturamazlar.

  • Mülkiyet: Maddi bir mal üzerinde sahibine en geniş yetkileri veren ayni haktır. Mesela bir kimsenin mülkiyet hakkına tecavüz ediliyorsa, tecavüzde bulunan kimseye müdahalenin men’i davası açılabilir. Mülkiyet hakkı, sahibine 3 önemli yetki verir: Usus (Kullanma), · Fructus (Semerelerinden Yararlanma) ve · Abusus (Tüketme – Devretme). Tüket – Devretme yetkisi yalnızca mülkiyet hakkı sahibine verilmiştir. Bu özellik de mülkiyet hakkını diğer haklardan ayırır.
  • Başkasına Ait Mallar Üzerinde Haklar: Başkasına ait mallar üzerindeki haklarda hak sahibi mülkiyetin verdiği bütün yetkilere sahip olmayıp, hakkın amacıyla sınırlı olan yetkileri kullanır. “Sınırlı ayni haklar” denilen bu kategoride bir kişi diğer bir kişiye ait bir mal üzerinde içeriği belli mülkiyet dışında bir ayni hak kullanır. Sınırlı ayni haklar kendi içinde ikiye ayrılır:

a-İrtifaklar: Bu haklar üzerinde tesis edildikleri maldan yararlanma yetkisi verirler. Bunlarda arzi ve şahsi irtifaklar olmak üzere ikiye ayrılırlar:

aa- Arzi İrtifaklar: Bu hakta iki gayrimenkul söz konusudur. Bir gayrimenkul üzerinde lehine irtifak tesis edilmiş diğer gayrimenkul malikinin faydalanma hakkı vardır. Mesela (B) gayrimenkulü lehine (A) gayrimenkulü üzerinde geçit irtifakı tesis edilmişse bu irtifak devam ettiği müddetçe (B) gayrimenkulünün maliki (A) gayrimenkulündeki bu geçit hakkını kullanabilir. (A) gayrimenkulünün maliki geçit hakkının kullanılmasını zorlaştıracak tasarruflarda bulunamaz. (Örnek, İrtifak Hakkı)

bb- Şahsi İrtifak: Burada irtifak hakkı belirli bir şahıs lehine tesis edilmiştir. Bu irtifaklarda hak ancak hak sahibi ölürse son bulur. Mesela bir Romalı vasiyetnamesiyle kendisine mirasçı olamayacak karısına bir şasi irtifak olan sükna hakkını tanısa, bu evin mülkiyeti mirasçılara geçer fakat karısı yaşadığı müddetçe o evde oturur ve onu evden çıkarmak mümkün değildir. Kadın ölünce sükna hakkı da sona erer. Şahsi irtifakların en önemlisi intifa hakkıdır. İntifa hakkında (Ususfructus), intifa hakkı sahibi malı kullanma ve semerelerinden yararlanma yetkilerine sahip olur. Malikin elindeyse sadece çıplak mülkiyet kalır.

b-İpotek: İpotek yani rehin hakkı, bir alacağın teminatı olmak üzere tesis edilen sınırlı ayni haktır. Alacak ödenmezse rehin sahibi alacaklı, bu malı satarak alacağını satış bedelinden almak yetkisine sahiptir. Rehin hakkında rehin sahibi alacaklı malı kullanamaz, o sadece satış değerinden yararlanır. Rehin hakkı, menkul ve gayrimenkul mallar ile haklar üzerinde mevcut olabilir.

B- Şahıs Üzerinde Mutlak Haklar: Bunlar aile reisinin aile fertleri üzerinde sahip olduğu patria potestas ile kocanın karısı üzerindeki hakimiyeti olan manus idi. Köleler üzerindeki hakimiyet ise şahıs üzerindeki hak olarak değil, mal üzerindeki hak yani mülkiyet olarak düşünülmüştür.

2- Nisbi Haklar: Nisbi haklar sadece belli bir kişiye karşı ileri sürülebilen haklardır. Bu haklar esas itibariyle bir borç ilişkisinden doğar. Alacaklının borçludan alacaklı olduğu edimi istemek konusunda nisbi hakkı vardır. Nisbi haklar kira, alım- satım veya ödünç akdi gibi akitlerden veya haksız fiillerden doğar. Alacaklı bu hakkını borçlusuna karşı kullanır. Nisbi haklarda sözleşme ilişkisi içinde olan kişiler birbirlerine karşı yalnız sözleşmeden doğan davayı açabilirler.

Ayni Haklarla Nisbi Haklar Arasındaki Farklar:

  • Ayni haklar hukuk düzeni tarafından tayin edilmiştir ve kişiler hukuk düzeni tarafından öngörülmemiş bir ayni hak tipi belirleyemezler. Nisbi haklardaysa kişiler hukuk düzeninde mevcut akit çerçevesinde yeni nisbi haklar oluşturabilirler. Ancak Roma hukukunda akitler hususunda tipe bağlılık prensibi hakim olduğundan kişiler bu tiplere uygun nisbi haklar ve borçlar meydana getirebilirler.
  • Ayni haklar herkese karşı ileri sürülebilirken, nisbi haklar yalnız belirli bir borçluya karşı ileri sürülebilirler.
  • Ayni haklar herkes tarafından ihlal edilebilirken, nisbi haklar yalnızca borçlu tarafından ihlal edilebilirler.

Hakların Kazanılması (İktisabı): Bir hakkın belli bir kişiye bağlanmasına o hakkın kazanılması yada hakkın iktisabı denir. Hakların iktisabı aslen veya devren olur. Aslen iktisap, o ana kadar bir hakka konu olmamış mal üzerinde hak elde edilmesidir. Sahipsiz malların iktisabı aslen olur. Devren iktisap ise, bir hak önceden ait olduğu kişiden başka bir kişiye geçmektedir. Bu geçiş çok defa hukuki muamelelerle gerçekleşir. Devren iktisapta hakkın iktisabı devredenin hak durumuna bağlıdır. Başka bir deyişle Roma hukukunda devreden devrettiği hakka sahip değilse hak devralana geçmez.

HAK EHLİYETİ:

Hak ehliyeti, hak sahibi olabilme ve borç altına girebilme iktidarını ifade eder. Roma’da hak ehliyetine sahip olmak için insan olmak yeterli değildi, bunun yanında belli status’lara sahip olmak gerekiyordu. Bir kimsenin hukuk düzeni içindeki yerini belirleyen status’lar 3 taneydi:

· Status Libertatis (hürriyet durumu),

· Status Civitatis (vatandaşlık durumu)

· Status Familiae (aile durumu).

Status, bir kimsenin hangi ölçüde hak ehliyetine sahip olduğunu gösterirdi.

1- Status Libertatis: İnsanlar ius gentium’a göre iki büyük gruba ayrılırlardı. Hürler ve köleler. Hürler kendi içinde hür doğanlar ve azatlılar olmak üzere iki kategori oluştururlardı. Roma anlayışına göre hak ehliyetine tamamıyla hürler sahipti. Hürlerin içinde bulunabilecekleri iki kategoriden biri olan azatlılık durumunda bazı kısıtlamalar olabilmektedir. Mesela azatlıların magistra seçilme hakları yoktu.

Kölelerin Hukuki Durumu: Köle hak ehliyeti olmayan esas itibariyle bir hakkın konusu olan varlıktı. Ancak kölenin insan olma vasfını da Romalılar gözden uzak tutmamışlardır. Köle aynı zamanda res ve persona’dır.

Köleler ius civile’ye göre alacaklı, borçlu, davalı veya davacı olamıyordu. Ancak kölelerinde hürler için gerekli olan şartlara sahip olmaları kaydıyla fiil ehliyeti bulunabilir ve efendisi için bir iktisap organı olarak faaliyet gösterebilirdi. Bunun için efendinin bilgisinin olması gerekli değildi.

Hak ehliyeti olmadığı için malvarlığı da bulunmayan kölelere aile evlatlarına verildiği gibi bir peculium tahsis edilebilirdi. Hukuken efendiye fiilense köleye ait olan bu sermaye (peculium) çerçevesinde köle sınırlı bir bağımsızlık kazanır, geçimini bu sermayeden sağlar ve çok defa efendisi teşvik amacıyla köleyi peculium işletilmesinden doğan kazanca ortak ederdi. Peculium çerçevesinde yapılan hukuki muamelelerden dolayı efendiye karşı munzam davalar açılabilirdi. Köle yaptığı hukuki işlemler dolayısıyla ius civile’ye göre borç altına girmezdi. Kölelerin borçları tabi borç kabul edilirdi. Bundan dolayı da azat edildikten sonra bile köleye borçları için dava açılamazdı. Köle mülkiyetin nakil muamelelerinden kural olarak şekilsiz olanı yani traditio’yu kullanabilirdi.

Köleler noxa adı verilen haksız fiillerinden bizzat sorumluydular. Fakat bu haksız fiilden doğan actio noxalis Romalı efendiye karşı açılabilirdi. Bu durumda efendi köleyi ya zarar görene teslim ederdi yada fiili bizzat işlemiş gibi cezayı öderdi.

2- Status Civitatis: Vatandaşlık durumuna göre Roma vatandaşları (civies Romani) ve yabancılar (peregrini) ayrımı yapılmaktaydı. Roma kanunları sadece Roma vatandaşları için çıkarılırdı. Roma civitas’ının üyeleri olan Roma vatandaşları hukuk düzeninin kendilerine tanıdığı haklara tam olarak sahiptiler. Kamu hukukunda ve özel hukukta hak ehliyetini haiz olmanın ikinci şartı Roma vatandaşlığıydı.

3-Status Familiae: Özel hukuk yönünden hak ehliyeti için en önemli durum status familiae idi. Roma vatandaşlarının kamu hukuku alanındaki pozisyonu aile durumundan etkilenmezdi.

Status familiae yönünden Romalılar sui iuris ve alieni iuris olmak üzere ikiye ayrılırlardı. Sui iuris’ler, hiç kimsenin hakimiyetinde olmayan erkek ve kadınlardır. Sui iuris olmanın yaşla bir ilgisi yoktu. Pater familias öldüğü zaman 1 yaşındaki çocuğu bile sui iuris haline gelirdi. Sadece sui iuris’lerin hak ehliyeti mevcuttu ve malvarlığı edinebilirlerdi.

Alieni iuris’ler ise, bir pater familias’ın hakimiyeti altındaki kimselerdir. Alieni iuris tabiri daha çok erkek çocuklar için kullanılırdı. Aile evladı olmanın da yaşla bir ilgisi yoktu. 50 yaşındaki Romalının pater familias’ı yaşıyorsa o hala filius familias’tır yani alieni iuris’tir. Alieni iuris’lerin hak ehliyeti ve kişisel malvarlığı bulunmazdı.

Kişinin hukuk düzeni karşısındaki yerini belirleyen status’lar sabit değildi.

Bunlar gelişen durumlara göre değişebilirlerdi.

Hak Ehliyetinin Başlangıcı ve Sonu: Hür Romalı sui iuris ise hak ehliyetine sahiptir. Roma hukukunda hak ehliyetine sahip olmak için hürriyet, vatandaşlık ve aile status’larına sahip olmak gerekir. Hak ehliyeti doğumun tamamlanmasıyla başlar, fakat sağ ve tam olarak doğmak kaydıyla ana rahmine düşmüş ama henüz doğmamış çocukta bazı haklardan yararlanabilirdi. Kişilik ve buna bağlı olarak hak ehliyeti ölümle sona ererdi.

Roma Hukuku Bazı Ders Özetleri

Roma Hukukunun Diğer Ders Özetleri İçin Tıklayınız.

Bu Yazıya Tepkiniz Ne Oldu?
  • 0
    be_endim
    Beğendim
  • 0
    alk_l_yorum
    Alkışlıyorum
  • 0
    e_lendim
    Eğlendim
  • 0
    d_nceliyim
    Düşünceliyim
  • 0
    _rendim
    İğrendim
  • 0
    _z_ld_m
    Üzüldüm
  • 0
    _ok_k_zd_m
    Çok Kızdım

Bültenimize Katılın

Hemen ücretsiz üye olun ve yeni güncellemelerden haberdar olan ilk kişi olun.

Sizin bu konudaki yorumunuz nedir?