I. İŞ HUKUKUNUN TANIMI VE KAPSAMI
İş hukuku, iş sözleşmesine dayanarak ücret karşılığı bir başkası için ve ona bağlı olarak çalı- şanlar ile bunların arasındaki iş ilişkilerini düzenleyen hukuk dalıdır. İş hukuku, sadece bu kişiler arasındaki ilişkileri değil, bunların Devletle ve sendikalarla olan ilişkilerini de düzenler.
İşlerini başkasına bağımlı olarak yapmayan kişiler, iş hukukunun kapsamına girmezler. Örneğin, bir işverene bağlı olmaksızın çalışan doktor, avukat, terzi ve diğer esnaf, işlerini yürütürken bağımsız hareket ettikleri için iş hukukunun kapsamı dışında kalırlar.
Ayrıca, tüm bağımlı çalışanlar değil, iş sözleşmesine dayanmak suretiyle bağımlı çalışanlar iş hukukunun kapsamına girerler. Dolayısıyla, memurlarla Devlet arasındaki ilişki, her ne kadar memurun Devlete bağımlı olarak çalışması söz konusu olsa da iş hukukunun değil, idare hukukunun konusunu oluşturur.
II. İŞ HUKUKUNUN BÖLÜMLERİ
İş hukuku, bireysel iş hukuku ve toplu iş hukuku olmak üzere iki ana bölüme ayrılır. İşçi ile iş- veren arasındaki iş sözleşmesine dayanan hukuki ilişki, bireysel iş hukukunun konusunu oluşturur. İşçi veya işverenlerin kurmuş oldukları sendikaları aracılığıyla girdikleri hukuki ilişkiler ise toplu iş hukukunun konusunu oluşturur. Toplu iş hukuku da kendi içerisinde sendikalar, toplu iş sözleşmeleri ve toplu iş uyuşmazlıkları olarak ayrı bölümler halinde incelenir.
III. İŞ HUKUKUNUN DOĞUŞU VE GELİŞİMİ
İş hukukunun doğuşundaki en önemli etken sanayileşmedir. 18. yüzyılın sonlarında seri üretimin artması ve işçi sınıfının ortaya çıkmasıyla birlikte insanlar, köylerden kentlere göç ederek bir işverene bağımlı halde çalışmaya başlamışlardır. Ağır ve tehlikeli işlerde kadın ve çocukların çalıştırılması, uzun çalışma süreleri, düşük ücret, ücret yerine mal verilmesi, iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerinin yetersiz olması şeklinde oluşan karanlık tablo, iş hukukunun ortaya çıkmasını zorunlu kılmıştır.
1800’li yılların başından itibaren devletler işçiyi koruyucu düzenlemeler yapmaya başlamıştır. İşçiler kurdukları sendikalar ile işverenlerin karşısına daha güçlü çıkmışlar ve toplu iş sözleşmeleriyle işyerlerinde uygulanacak çalışma koşullarını işverenle karşılıklı olarak belirleme imkanı bulmuşlardır. 1.Dünya Savaşı’ndan sonra ise 1919’da Uluslararası Çalışma Örgütü kurulmuştur.
18.yüzyılın sonlarında Osmanlı’da çalışma yaşamı loncalar tarafından oluşturulan kurallar ile düzenlenmiştir. Türkiye’de iş hukukunun gelişimi, Cumhuriyetin ilanından sonra gerçekleşmiştir. Çalışma hakkı, çocukların ve kadınların korunması, dinlenme hakkı, ücrette adalet sağlanması, sendika hakkı, toplu iş sözleşmesi hakkı, grev hakkı ve sosyal güvenlik hakkı ilk kez 1961 Anayasası ile düzenlenmiştir. Aynı haklar 1982 Anayasası’nda da düzenlenmiş ve bu Anayasa’da da önemli düzenlemeler yapılmıştır. Bu süreçte birçok kanuni düzenleme yapılmış, 2003 yılında şu an yürürlükte olan 4857 sayılı İş Kanunu kabul edilmiştir. İş Kanunu’nda olmayan birçok konu, Türk Borçlar Kanunu’nda düzenlenmiştir. Ayrıca, 2012 yılında Sendikalar Kanunu ile Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunu; Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu adında birleşmiştir.
Ragıp Karakuş, “İş Hukuku Ders Notu”, s. 1, www.ragipkarakus.com (06.12.2020).
İş Hukuku Bazı Ders Özetleri
- İş Hukukuna Giriş – İş Hukukunun Tarihi Gelişimi
- İş Hukukuna Hakim Olan Temel İlkeler
- İş Hukukunun Kaynakları
İş Hukuku Diğer Ders Özetleri İçin Tıklayınız.
Bu güzel bilgilendirmeler için teşekkür ederim.
Çok yararlı bi yazı olmuş hocam teşekkür ederim .Sizin yazılarınızı beğenerek okuyorum elinize sağlık.
Harika bir paylaşım, özellikle konunun önemli detayları oldukça net bir şekilde açıklanmış. İnsanları çeşitli karmaşık anahtar kelimelerle yormak yerine, okumaktan keyif alacağı içerikler her zaman daha iyidir. Kaliteli paylaşım adına teşekkür eder, paylaşımlarınızın devamını sabırsızlıkla beklerim.
Bu güzel bilgilendirmeler için teşekkür ederim.
gerçekten çok yararlı bi konu teşekkürler
Çok işime yaradı bende bunu nasıl yapacağımı araştırıyorum. Paylaşım için teşekkür ederim.