İş Hukukunda “İşveren” ve “İşveren vekili”
1

İŞVEREN

İş Kanunu Kapsamında İşveren Kavramı

İşçi çalıştıran gerçek veya tüzel kişiye yahut tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlara işveren denir (İşK m 2/1). Tanımda da belirtildiği üzere, işveren sıfatına sahip olabilmek için gerçek veya tüzel kişi olmak şart değildir. Bu bağlamda, adi şirketler, işletmeler ve donatma iştirakleri gibi tüzel kişilikleri bulunmayan oluşumların işveren sıfatına sahip olması mümkündür. Ayrıca, kamu kurum ve kuruluşlarının da işveren sıfatına sahip olması mümkündür.

İşveren sıfatına sahip olabilmek için iş sözleşmesinin tarafı olmak ise gerekir. Dolayısıyla, eser sözleşmesi, vekalet sözleşmesi veya adi şirket sözleşmesi gibi sözleşmelerle işçi çalıştıran kişiler İş Kanunu bakımından işveren sayılmazlar.

 

Diğer Kanunlar Kapsamında İşveren Kavramı

Öncelikle, Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun uygulanması bakımından işveren, İş Kanunu’nda tanımlandığı gibidir (STİSK m. 2/3). Deniz İş Kanunu’na göre işveren, gemi sahibi veya kendisinin olmayan bir gemiyi kendi adına ve hesabına işleten kimsedir (DİşK m. 2/A). Basın İş Kanunu’nda işveren tanımı yapılmamıştır.

 

 

İŞVEREN VEKİLİ

İş Kanunu Kapsamında İşveren Vekili Kavramı

İşveren adına hareket eden ve işin, işyerinin ve işletmenin yönetiminde görev alan kimselere işveren vekili denir (İşK m. 2/5). Bu tanım çerçevesinde, bir işyerinde genel müdür, işyeri müdürü, personel müdürü, teknik müdür, atölye şefi, servis şefi, amir, ustabaşı, postabaşı gibi sıfatları taşıyan kişiler, İş Kanunu bağlamında işveren vekili sayılırlar. İşveren vekili, aynı zamanda işçi statüsündedir; dolayısıyla, işveren vekilliği sıfatı, işçilere tanınan hak ve yükümlülükleri ortadan kaldırmaz (m. 2/6).

İşveren sayılabilmek için iki unsurun birlikte bulunması gerekir:

İşveren Adına Hareket Etme: İşveren vekilini diğer işçilerden ayıran özellik, işvereni temsil etme yetkisinin bulunmasıdır. İşveren vekili, temsil yetkisi çerçevesinde işveren adına ve hesabına hareket edip onu borçlu veya alacaklı kılar. Bu anlamda, işveren ile işveren vekili arasında doğrudan temsil ilişkisi söz konusudur.

İşveren vekili işverene iş sözleşmesiyle işçi olarak bağlı olsa da, temsil yetkisinin vekalet sözleşmesi veya şirket sözleşmesine dayanması da mümkündür.

İşveren, temsil yetkisini her zaman sınırlayabilir veya geri alabilir (TBK m. 42/1). Temsil yetkisini aşan işlemler onay vermedikçe işvereni bağlamaz (TBK m. 46/1).

Yönetimde Görev Almak: İşveren vekili işin, işyerinin ve işletmenin yönetiminde görev alır. İş Kanunu’nda, işveren vekilliği sıfatının kazanılabilmesi için işletmenin bütününü yönetiyor olma şartı aranmamıştır; dolayısıyla işin, işyerinin ve işletmenin bir kısmını dahi yönetiyor olmak bu sıfatın kazanılması için yeterlidir.

Diğer Kanunlar Kapsamında İşveren Vekili Kavramı

İş Kanunu’nda, işveren vekilliği sıfatının kazanılabilmesi için işletmenin bütününü yönetiyor olma şartı aranmamıştır; dolayısıyla işin, işyerinin ve işletmenin bir kısmını dahi yönetiyor olmak bu sıfatın kazanılması için yeterlidir. Fakat, Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nda, işveren vekili olabilmek için işletmenin bütününü yönetiyor olma şartı aranmıştır (m. 2/1-e). Örneğin, İş Kanunu’nda işveren vekili kabul edilen işletme müdürü, personel müdürü vb. kişiler, Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nda işveren vekili olarak kabul edilmezler.

Deniz İş Kanunu’na göre işveren vekili, kaptan veya işveren adına ve hesabına harekete yetkili olan kimsedir (DİşK m. 2/Ç). Basın İş Kanunu’nda ise işveren vekilinin tanımı yapılmamıştır.

İşveren Vekilinin Sorumluluğu

İşveren için öngörülen her çeşit sorumluluk ve zorunluluk işveren vekilleri hakkında da uygulanır (İşK m. 2/6)17. Bu hükümde belirtilen sorumluluk hukuki sorumluluk değil, idari ve cezai sorumluluktur. Zira, işveren vekilinin bu sıfatla işçilere karşı gerçekleştirdiği işlemlerden doğan hukuki sorumluluk doğrudan işverene aittir (m. 2/5). Cezaların şahsiliği ilkesi (AY m. 38) gereğince işveren ve-kilinin işlemlerinden doğan cezai sorumluluk ise bizzat kendisine aittir. Dolayısıyla, işverenin vekilinin cezai sorumluluğu bulunsa da hukuki sorumluluğu yoktur. Örneğin, genel müdürün gerçekleştirdiği geçersiz fesih işleminden işçiye karşı genel müdür değil, doğrudan işveren sorumludur18. Fa-kat yine de işverenin, kusuru bulunan işveren vekiline rücu etme imkanı mevcuttur.

Ragıp Karakuş, “İş Hukuku Ders Notu”, s. 8-9, www.ragipkarakus.com (06.12.2020).

İş Hukuku Bazı Ders Özetleri

İş Hukuku Diğer Ders Özetleri İçin Tıklayınız.

Bu Yazıya Tepkiniz Ne Oldu?
  • 0
    be_endim
    Beğendim
  • 0
    alk_l_yorum
    Alkışlıyorum
  • 0
    e_lendim
    Eğlendim
  • 0
    d_nceliyim
    Düşünceliyim
  • 0
    _rendim
    İğrendim
  • 0
    _z_ld_m
    Üzüldüm
  • 0
    _ok_k_zd_m
    Çok Kızdım

Bültenimize Katılın

Hemen ücretsiz üye olun ve yeni güncellemelerden haberdar olan ilk kişi olun.

Sizin bu konudaki yorumunuz nedir?