Giriş
Türkiye’de idari yargı sistemi, üç aşamalı bir yapıya sahiptir: idare ve vergi mahkemeleri (ilk derece mahkemeleri), bölge idare mahkemeleri (istinaf mahkemeleri) ve Danıştay (yüksek mahkeme). Bu yapının amacı, idarenin hukuka aykırı işlemlerini denetleyerek bireylerin haklarını güvence altına almak ve adil bir yargılama süreci sunmaktır. Bölge idare mahkemeleri, idare ve vergi mahkemelerinin kararlarına karşı yapılan istinaf başvurularını inceler ve karara bağlar. Ancak, bölge idare mahkemesinin verdiği her kararın Danıştay’a taşınıp taşınamayacağı, yani temyiz edilebilmesi, bazı kriterlere bağlıdır. Bu makalede, bölge idare mahkemelerinin hangi kararlarının Danıştay’a taşınabileceği ve hangi kararlarının taşınamayacağı konusuna detaylı bir şekilde değinilecektir.
Bölge İdare Mahkemelerinin Görev ve Yetkileri
Bölge idare mahkemeleri, idare ve vergi mahkemelerinin verdikleri kararların istinaf yoluyla incelenmesini sağlar. Bu mahkemeler, hem hukuki hem de maddi olayları yeniden inceleyerek, ilk derece mahkemesinin kararını onaylama, değiştirme veya bozma yetkisine sahiptir. Bölge idare mahkemelerinin verdiği kararlar, Danıştay’a temyiz başvurusunda bulunulup bulunulamayacağı açısından ikiye ayrılır:
- Kesin Nitelikteki Kararlar: Bazı kararlar, kanun gereği kesin nitelikte olup, bu kararlara karşı Danıştay’a temyiz başvurusunda bulunulamaz. Bu tür kararlar, hukuki süreç açısından son karar niteliğindedir ve idari yargı mercilerinde başka bir başvuru yolu bulunmaz.
- Temyiz Edilebilir Kararlar: Bazı kararlar ise, belirli şartlar altında Danıştay’a temyiz edilebilir. Bu tür kararlara karşı Danıştay’a başvuru yapabilmek için genellikle kararın parasal değeri veya hukuki niteliği açısından belirli kriterlere uygun olması gerekir.
Bölge idare mahkemesinin kararlarının hangi durumlarda Danıştay’a taşınabileceği, İdari Yargılama Usulü Kanunu (İYUK) ve Danıştay Kanunu’nda belirtilen hükümlere dayanmaktadır.
Bölge İdare Mahkemesinin Kararlarının Kesinliği
İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesi ve Danıştay Kanunu, bölge idare mahkemelerinin verdiği kararların hangi durumlarda kesin nitelikte olduğunu ve hangi durumlarda temyize açık olduğunu düzenler. Kanuna göre, bölge idare mahkemesinin aşağıdaki nitelikteki kararları kesindir ve Danıştay’a temyiz edilemez:
- Parasal Değer Kriteri: Vergi davaları ile ilgili olarak, dava konusunun değeri belirli bir parasal sınırın altında ise, bölge idare mahkemesinin kararı kesin niteliktedir ve Danıştay’a temyiz başvurusunda bulunulamaz. Bu parasal sınır, her yıl yeniden değerleme oranına göre güncellenir ve İYUK tarafından belirlenir.
- Hukuki Nitelik Kriteri: Tam yargı davaları ve iptal davalarında da dava konusunun parasal değeri veya hukuki niteliği, kararın kesin olup olmadığını belirler. Örneğin, bir iptal davasında dava konusu işlem, kamu düzenini ilgilendirmeyen ve idari yargının genel ilkeleri çerçevesinde basit nitelikteki bir işlem ise, bu tür davalarda verilen kararlar da kesin nitelikte olabilir.
Temyize Açık Kararlar ve Danıştay’ın Yetkisi
Bölge idare mahkemelerinin bazı kararları ise, temyiz başvurusuna açıktır. Bu tür kararlar genellikle şu durumlarda Danıştay’a taşınabilir:
- Parasal Değer Kriteri: Dava konusunun değeri, İYUK tarafından belirlenen parasal sınırın üzerinde ise, bölge idare mahkemesinin kararı Danıştay’a temyiz başvurusuna açık olur. Bu durumda, taraflar Danıştay’a başvurarak, bölge idare mahkemesinin kararını hukuki açıdan denetletebilirler.
- Kamu Düzenini İlgilendiren Davalar: Kamu düzenini ilgilendiren ve genel nitelikli davalarda, parasal sınır kriteri aranmaksızın, bölge idare mahkemesinin kararı temyiz edilebilir. Örneğin, kamu görevlilerinin atanması, kamu düzenine ilişkin düzenleyici işlemler veya idari sözleşmelerden doğan uyuşmazlıklar gibi davalarda verilen kararlar Danıştay’a taşınabilir.
- Hukuki Niteliği Yüksek Davalar: Özellikle anayasal hakları ilgilendiren veya idare hukuku açısından emsal teşkil edebilecek davalarda verilen kararlar, Danıştay’a temyiz edilebilir. Bu tür davalarda, kararın hukuki niteliği ve önemi göz önünde bulundurulur.
Temyiz Başvurusunun Şartları ve Süreci
Bölge idare mahkemesinin kararlarına karşı temyiz başvurusunda bulunmak isteyen tarafların, belirli usul kurallarına uyması gerekmektedir. Temyiz başvurusunda dikkat edilmesi gereken başlıca hususlar şunlardır:
- Temyiz Süresi: Temyiz başvurusu, bölge idare mahkemesinin kararının tebliğinden itibaren 30 gün içinde yapılmalıdır. Bu süre, hak düşürücü nitelikte olup, süresinde yapılmayan başvurular kabul edilmez.
- Temyiz Başvuru Dilekçesi: Temyiz başvurusu, ilgili tarafın temyiz dilekçesi ile yapılır. Dilekçede, temyiz nedenleri, hukuki dayanaklar ve itiraz edilen hususlar ayrıntılı olarak belirtilmelidir.
- Danıştay’ın İnceleme Usulü: Danıştay, temyiz başvurusunu incelerken, hukuka aykırılık halleri ile usul ve esas yönünden yapılan itirazları değerlendirir. Danıştay, gerekirse dosya üzerinden karar verir veya duruşma yaparak tarafları dinler.
Danıştay, temyiz başvurusunu kabul ederse, bölge idare mahkemesinin kararını bozabilir ve dosyayı yeniden incelenmek üzere ilgili mahkemeye geri gönderebilir. Danıştay, bölge idare mahkemesinin kararını yerinde bulduğu takdirde, kararı onaylar ve temyiz başvurusunu reddeder.
Sonuç
Bölge idare mahkemesinin her kararı Danıştay’a taşınamaz. Kararın Danıştay’a temyiz edilebilir olup olmadığı, dava konusunun parasal değeri, hukuki niteliği ve kamu düzenini ilgilendirip ilgilendirmediği gibi kriterlere bağlıdır. Temyize açık olan kararlar, Danıştay tarafından hukuki denetime tabi tutulurken, kesin nitelikteki kararlara karşı başka bir yargı yoluna başvurulamaz. Bu durum, idari yargının etkin bir şekilde çalışmasını ve davaların makul süre içinde sonuçlanmasını sağlamak amacıyla düzenlenmiştir.