Temyiz
Bölge adliye mahkemelerinin göreve başlamasından sonra, temyiz kural olarak, bölge adliye mahkemelerinin kararlarına karşı başvurulan kanun yoludur. Temyiz incelemesinde kural olarak bölge adliye mahkemelerinden verilen kararların sadece hukuka uygunluk denetimi yapılır. Yoksa yeniden bir inceleme yapılarak karar verilmez. Zira temyiz aşamasında tahkikat yapılmaz. Yeni vakıaların ileri sürülmesi ve bunların incelenmesi, karşı tarafın rızasına da bağlı değildir. Temyiz incelemesinde ıslah yoluyla yeni vakıaların da ileri sürülmesi mümkün değildir.
Temyiz yolunda, alt derece mahkemesi kararının verilmesinde hukukun yanlış uygulandığı ileri sürülebilir. Hatta hükmün verilmesinden sonra yaşanan vakıaların dahi temyiz sebebi olarak ileri sürülmesi mümkün değildir. Örneğin, hükmün verilmesinden sonra mahkûm olunan parayı ödeyen davalı, parayı ödediğini Yargıtay’da ileri süremez.
Temyiz Edilebilen Kararlar
Kural olarak, bölge adiye mahkemelerinden verilen temyizi kabil nihai kararlar ile hakem kararlarının iptali üzerine verilen kararlara karşı temyiz yoluna başvurabilirler. Bölge adliye mahkemesi kararının temyiz incelemesi üzerine, Yargıtay’ın tamamen veya kısmen bozma karar, başvurunun bölge adliye mahkemesi tarafından esastan reddi kararına ilişkinse, bölge adliye mahkemesinin bu kararı kaldırılarak dosya kararı veren ya da uygun görülen başka bir ilk derece mahkemesine gönderilir.
Yargıtay’ın bozma kararı üzerine, dosya kendisine gönderilen ilk derece mahkemesinin kararına karşı istinafa değil, temyiz yoluna başvurulacaktır.
Temyiz edilemeyecek mahkeme kararlar aşağıda gösterilmiştir.
- Miktar veya değeri kırk bin Türk Lirasını (bu tutar dâhil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar.
- Kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları, özel kanunlarda sulh hukuk mahkemesinin görevine girdiği belirtilen davalarla ilgili kararlar.
- Yargı çevresi içinde bulunan ilk derece mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek için verilen kararlar ile merci tayinine ilişkin kararlar.
- Çekişmesiz yargı işlerinde verilen kararlar.
- Soy bağına ilişkin sonuçlar doğuran davalar hariç olmak üzere, nüfus kayıtlarının düzeltilmesine ilişkin davalarla ilgili kararlar.
- Yargı çevresi içindeki ilk derece mahkemeleri hâkimlerinin davayı görmeye hukuki veya fiilî engellerinin çıkması hâlinde, davanın o yargı çevresi içindeki başka bir mahkemeye nakline ilişkin kararlar.
- Geçici hukuki korumalar hakkında verilen kararlar.
Para ile ifade edilebilen kararlarda, alacağın bir kısmının dava edilmiş olması durumunda kırk bin Türk Liralık kesinlik sınırı alacağın tamamına göre belirlenir. Alacağın tamamının dava edilmiş olması hâlinde, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü kırk bin Türk Lirasını geçmeyen tarafın temyiz hakkı yoktur. Ancak, karşı taraf temyiz yoluna başvurduğu takdirde, diğer taraf da düzenleyeceği cevap dilekçesiyle kararı temyiz edebilir.
Temyiz Sebepleri
- Hukukun veya taraflar arasındaki sözleşmenin yanlış uygulanmış olması
- Dava şartlarında aykırılık bulunması
- Taraflardan birisinin davasını ispat için dayandığı delillerin kanuni bir sebep olmaksızın kabul edilmemesi
- Karara etki eden yargılama hatası veya eksikliği bulunması
- Temyiz yolunun niteliği gereği hukuk kurallarının somut olaya yanlış uygulanması nedeniyle başvurulur. Bu hukuk kuralları maddi hukuka ilişkin olabileceği gibi, usul hukukuna da ilişkin olabilir. Maddi hukuka ilişkin temyiz sebeplerinde, hukuk kuralının yanlış uygulanması kararı doğrudan etkileyecek niteliktedir.
- Kamu düzeniyle ilgili usul yanlışlıkları tümü temyiz sebebidir.
- Yargılama hatalarının “karara etkili” olması halinde temyizi gerekir.
- Dava şartlarının varlığı ve yokluğu dikkate alınmadan karar verilmiş olması temyiz sebebini oluşturur.
- Bir tarafın dayandığı delillerin kanuni bir sebep olmaksızın kabul edilmemesi
İstinaftan farkı olarak, Yargıtay’ın ileri sürülen temyiz sebepleri ile bağlı olmayıp açık kanun hükmüne aykırı gördüğü diğer hususları da inceleyebilir.
Temyiz Yoluna Başvurabilecek Kişiler
Temyiz yoluna davanın tarafları başvurabilir. Asıl taraf davdan feragat etmedikçe fer’i müdahil asıl taraf temyize başvurmasa da temyiz yoluna başvurabilir. İhtiyari dava arkadaşlarından her biri birbirinden bağımsız olarak temyize başvurabilir. Ancak ihtiyari dava arkadaşlarından kim temyiz yoluna başvurmuş ise temyiz incelemesi sadece onun için yapılır. Kararın bozulması halinde sadece temyize başvuran dava arkadaşı bakımından karar bozulmuş sayılır.
Buna karşılık mecburi dava arkadaşları temyize de birlikte başvurmak zorundadır. Temyize başvuracak tarafın hukuki yararının da bulunması gerekir. Eğer tarafın talebi ile verilen hüküm aleyhine ise tarafın temyize başvurmakta hukuki yararının bulunduğu söylenebilir. Terditli davada asıl talebi reddedilen tarafın, diğer talebi kabul edilmiş olsa bile asıl talebinin reddedilmiş olması nedeniyle temyizde hukuki yararı bulunmaktadır.
Temyize Başvuru ve Cevap Süresi
BAM tarafından verilen temyizi mümkün kararlar aleyhine, tebliğ tarihinden itibaren bir ay içerisinde temyiz yoluna başvurulabilir. Özel kanunlarında temyiz süresi farklı olabilir. Örneğin İş Mahkemeleri Kanununa göre bu süre sekiz gündür.
Temyiz dilekçesi, karşı taraf tebliğ olduktan iki hafta içerisinde karşı taraf temyiz dilekçesine cevap vermelidir. Bir taraf, temyize başvuru süresini geçirmiş olsa bile diğer tarafın temyiz dilekçesine vereceği cevapla “katılma yoluyla” temyiz başvurusu yapabilir. Katılma yoluyla temyiz halinde temyiz yoluna asıl başvuran taraf, buna iki haftalık sürede cevap verir.
Temyiz Dilekçesi
HMK m. 364 göre temyiz dilekçesi hazırlanır ve davalı sayısı kadar suret hazırlanır.
Temyiz dilekçesinin, temyiz edenin kimliği ve imzasıyla temyiz olunan hükmü yeteri kadar belli edecek kayıtları taşıması halinde HMK 364 de yazılı diğer şartlar bulunmasa bile dilekçe reddedilmeyip temyiz incelemesi yapılır.
Temyiz dilekçesi kararı veren mahkemeye veya başka yer mahkemesin verilebilir.
Temyiz İncelemesi
Temyiz incelemesi Yargıtay’ın ilgili hukuk dairesi tarafından yapılır. Dosya doğru daireye gönderilmemişse, o daire tarafında kendiliğinden doğru daireye gönderilir.
Dosya öncelikle ön incelemeye tabi tutulur. Ön incelemeyi daire başkanı tarafından görevlendirilen tetkik hâkimi yapar. Temyiz talebinin, temyizi kabil bir karar olup olmadığını, hukuki yarar ve diğer usul şartları bakımından inceler. Tetkik hâkimi tarafından yapılan ön incelemede temyiz incelemesinin esastan yapılmasına engel koşulların eksikliği saptanırsa öncelikle incelenerek karara bağlanır. Kurul tetkik hâkiminin görüşüne katılırsa temyiz istemin reddeder.
Tetkik hâkiminin ön inceleme sonucunda esastan incelenmesine bir karar verilirse Yargıtay dosya incelenmesini dosya üzerinden yapar. Aşağıdaki durumlarda duruşma yapılmasına karar verilir.
- Tüzel kişiliğin feshine veya genel kurul kararlarının iptaline
- Evlenmenin butlanına veya iptali davalarında
- Boşanma ve ayrılık davalarında
- Velayete, soy bağına ve kısıtlamaya ilişkin davalarda
- Kanunda belirtilen sınırı aşan malvarlığı ve ayın davalarında taraflardan birisi duruşma talep etmiş ise; Yargıtay’ca bir gün belli edilerek, duruşma için taraflara davetiye gönderilir. Tebliğ tarihi ile duruşma tarihi arasında en az iki hafta bulunmalıdır.
Tebligat giderleri yatırılmamışsa duruşma talebi dikkate alınmaz. Giderlerin eksik yatırıldığı anlaşılırsa daire başkanı tarafından verilecek bir haftalık kesin süre içerisinde tamamlattırılır. Aksi halde, duruşma talebinden vazgeçilmiş sayılır.
Yargıtay’ın ilgili hukuk dairesi bilgi almak üzere kendiliğinden de duruşma yapılmasına karar verebilir. Duruşmaya gelen taraflar dinlenir hiçbir taraf gelmemiş ise dosya üzerinden karar verilir.
Duruşma günü kararı verilemeyen işlerin en geç bir ay içerisinde karara bağlanması zorunludur.
Kanunda ivedi olduğu bildirilen dava ve işlere ait inceleme öncelikle yapılır.
Yargıtay yapacağı incelemede tarafların ileri sürdükleri temyiz sebepleriyle bağlı olmayıp kanunun açık hükmüne aykırı gördüğü hususlar da inceler. Yargıtay incelemesini hukuka uygunluk bakımından yapar. Bunun dışında maddi vakıalara, yargılama kurallarının yanlış uygulanması dışında delil değerlendirmesine, takdir hakkı gibi hususların incelemesine giremez. Yargıtay onama ve bozman kararı dışında mahkemenin yerine geçerek yeni bir karar veremez.