1. Anasayfa
  2. 3.Sınıf

Kanun Yolları / Medeni Usul Hukuku

Kanun Yolları / Medeni Usul Hukuku

Kanun Yolları

Taraflar mahkeme tarafından verilen kararın tekrar incelenmesini ve hukuka uygunluğunun denetlenmesini isteyebilirler. Bu yerel mahkemenin daha dikkatli ve daha doğru bir karar vermesi için bir baskı aracıdır. Bu yolla yerel mahkemenin yapmış olduğu hatalar düzeltilir. Bu yargılamanın uzaması ve daha pahalı bir yol olmasına neden olmasının yanında tarafların menfaati ve genel olarak yargının ülke içinde yeknesak uygulanması bakımından önemli bir rol oynar.

Kanun yolu incelemesinde iki yöntemden birisi tercih edilir.

  1. Başvurulan kanun yolunda, üst mahkemede hukuka aykırı olan karar sadece bozulur. Kendisi yeniden bir yargılama yaparak karar veremez. (TEMYİZ İNCELEMESİ)
  2. Kanun yolu incelemesi sonucunda verdiği karar hukuka aykırı bulunan yerel mahkeme kararı bozularak yerine üst mahkeme tarafından yeniden bir yargılama yapılarak karar verilmesidir. (İSTİNAF İNCELEMESİ)

Medeni usul hukukunda tarafların özel hukuka ilişkin hakları söz konusu olduğundan kanun yolu kendiliğinden değil ancak taraflardan birisinin başvurusu üzerine yapılır.

Kararın incelenmesini veya duruma göre yeniden gözden geçirilmesini sağlayan her başvuru yolu bir kanun yolu değildir. Keza ara kararlara karşı da kanun yoluna başvurulamaz. Ara kararlara karşı şartları var ise ancak dava sonunda nihai kararla birlikte kanun yoluna başvurma imkânı vardır.

Kanun yolu ile mahkemeler tarafından verilen hüküm, kesinleşmeden önce bir üst mahkeme tarafında incelenerek taraflara usuli bir olanak sağlanmaktadır. Dar anlamda kanun yolunun iki önemli karakteristik özelliği bulunmaktadır.

  1. Kanun Yolunun Erteleyici Etkisi: Kanun yoluna başvurulması halinde hükmün şekli anlamda kesinleşmesinin önlenmesidir. Eğer taraflar nihai karar karşı kanun yoluna başvurmazlarsa karar şekli anlamda kesinleşir. Bunun sonucu olarak da artık olağan kanun yoluna başvurulamaz. Kanun yoluna başvurulması hükmün icrasını da ertelemektedir. Hukukumuzda kesinleşmeden icraya konulabilecek ilamların karşı kanun yoluna başvurulması halinde, Yargıtay’dan ilamın icrasının durdurulması kararının alınması kararı alınırsa icra kanun yolu sonuna kadar durar.
  2. Kanun Yolunun Aktarıcı Etkisi: Kanun yolu incelemesinin bir üst mahkeme tarafından yapılmasıdır.

Kanun Yollarının Sınıflandırılması

Kanun yolları olağan ve olağanüstü kanun yolu olarak ayırıma tabi tutulurlar. Henüz kesinleşmemiş karar karşı olağan kanun yoluna, şekli anlamda kesinleşmiş kararlara karşı da olağanüstü kanun yoluna başvurulur.

Olağan kanun yolu, İstinaf ve temyiz olmak üzere ikiye ayrılır.

Olağanüstü kanun yolu ise; yargılamanın yenilenmesidir.

Kanun yolları ayrıca düzeltici ve bozucu kanun yolları olarak da ikiye ayrılır.

Düzeltici Kanun Yolu: Yerel mahkeme tarafından verilen kararda hukuka aykırılık tespit edildikten sonra dosya yeniden karar verilmesi için yerel mahkemeye gönderilmez. Üst mahkeme kendisi karar verir. İstinaf genel anlamda düzeltici kanun yoludur.

Bozucu Kanun Yolu: Hukuka aykırılık tespit edilirse karar bozulur ve fakat yüksek mahkeme kendisi karar vermez. Yeni bir karar verilmesi için dosya genellikle yerel mahkemeye istisnai hallerde de istinaf mahkemesine geri gönderilir. Temyiz ise bozucu kanun yoludur.

20.07.2016 da tüm yurtta göreve başlayan Bölge Adliye Mahkemeleri önce on beş farklı bölgede göreve başlamaları beklenirken, bölge adliye mahkemelerinin sayısı yediye düşürülmüştür. Antalya, Ankara, Erzurum, Gaziantep, İstanbul, İzmir, Samsun bölge adliye mahkemeleri kurulmuştur.

20.07.2016 tarihinden itibaren temyiz, ilk derece mahkemeleri kararına karşı başvurulan kanun yolu olmaktan çıkmıştır. Bundan böyle ilk derece mahkemelerine karşı, ilk önce bölge adliye mahkemelerine başvurulacak, buradaki istinaf incelemesi üzerine verilen kararlara karşı temyiz yoluna başvurulacaktır. Olağan kanun yolu olan “karar düzeltme” kaldırılmıştır. Ancak, 20.07.2016 tarihinden önce verilen kararlar hakkında kesinleşinceye karar 1086 sayılı HUMK kanun yoluna ilişkin hükümler (temyiz ve karar düzeltme) uygulanmaya devam edilecektir.

Kanun Yolundan Feragat

Tasarruf ilkesi sonucu taraflar, olağan kanun yoluna başvurma hakkından feragat edebilirler. Taraflar ilamın kendilerine tebliğinden önce istinaf yoluna başvurma hakkından feragat edilemez. Çünkü tarafların feragat edilebilmesi için hakkın doğması gerekir. Feragat beyanı kararı veren mahkemeye veya kanun yoluna başvurulmuş ise üst mahkemeye iletilebilir.

İlamın karara tebliğinden sonra ise, istinaf yolundan feragat henüz bu yala başvurmadan yapılabileceği gibi, kanun yoluna başvurma sırasında da yapılabilir.

Eğer kanun yoluna başvurulmadan feragat edilmiş ise, hükmü veren mahkemeye verilen bir dilekçe ile feragat edilebilir. Eğer istinaf yoluna başvurudan sonra feragat edilmiş ise dosya istinaf mahkemesine gönderilmez. Kararı veren ilk derece mahkemesi, doğrudan istinaf başvurusunun reddine karar verir.

Dosya BAM gönderildikten sonra feragat dilekçesi verilmiş ise, başvuru BAM tarafından feragat nedeniyle reddedilir.

Kamu düzenini ilgilendiren davalarda, eğer savcı bu davaya müdahil olarak katılmış ise taraflar feragat etse bile savcı hükme karşı kanun yoluna başvurabilir.

Aleyhte Karar Verme ve Aleyhte Bozma Yasağı

Tasarruf ilkesi, kanun yollarında da geçerli bir ilkedir. Taraflar başvurmadıkça kendiliğinden kanun yolu incelemesi yapılamaz.

Taraflardan birisi kanun yoluna başvuruşa, inceleme sadece onun lehine ve ileri sürdüğü sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Bu inceleme sonunda kanun yoluna başvuran tarafın aleyhine karar verilecek veya bozulacak hususlar tespit edilse bile başvuranın aleyhine hüküm bozulmaz. Bu duruma aleyhte bozma yasağı denir.

Diğer taraf da kanun yoluna başvurursa “aleyhte bozma yasağı” söz konusu olmaz. Çünkü iki tarafın da kanun yoluna başvurulması sonucunda her iki tarafın lehine olan hususlarda incelenebilecektir.

Aleyhte bozma yasağı, kendiliğinden araştırma ilkesinin uygulandığı davalarda ve kamu düzenini ilgilendiren hususlarda da geçerli değildir. Örneğin, dava şartları kamu düzenini ilgilendirdiğinden taraflardan birisi kanun yoluna başvursa bile başvuran aleyhine dava şartlarının mevcut olmadığı tespit edilirse, onun aleyhine karar verilir.

Eğer bir taraf kanun yoluna başvurmuş ve karar bozulmuşsa artık yeniden inceleme yapacak alt derece mahkemesi, kanun yoluna başvuran aleyhine önceki karara nazaran aleyhte hüküm veremez. Buna aleyhte hüküm verme yasağı denir.

Kanun Yolunun Konusu

Kanun yoluna başvuran tarafın incelenmesini istediği mahkeme kararı kanun yolunun konusunu oluşturur. Kanun yoluna başvurulabilecek kararlar kural olarak nihai kararlardır. Bu nihai kararlar, esasa ilişkin ya da usule ilişkin olabilirler.

Nihai kararların dışında geçici hukuki koruma sağlayan, ihtiyati tedbir ve ihtiyati haczi ilişkin kararlar karşı da kanun yoluna başvurulabilmektedir.

Yok hükmünde kararlara karşı kanun yoluna başvurulamaz.

Etkisiz hükümlere karşı ise, şeklen de olsa var olan ve uygulanması teorik olarak söz konusu olan karar bulunduğundan kanun yoluna başvurulabilir.

Kanun Yolunun Amacı

Kanun yollarının amacı, insani nedenlerle yapılabilecek hataların düzeltilmesini sağlamaktır. Kanun yolu, aleyhine karar verilen, başka bir ifade ile davanın sonunda haksız çıkan tarafa hükmün değiştirilmesine, lehine hüküm verilmesine hizmet eder.

Bir başka amacı ise, hukukun uygulanmasında içtihatların gelişmesini sağlama ve içtihat birliğini oluşturmak bu husus tarafların menfaatinden çok kamu yararınadır. Kanun yolu, ayrıca anayasal bir gerekliliktir.

Bu Yazıya Tepkiniz Ne Oldu?
  • 0
    be_endim
    Beğendim
  • 0
    alk_l_yorum
    Alkışlıyorum
  • 0
    e_lendim
    Eğlendim
  • 0
    d_nceliyim
    Düşünceliyim
  • 0
    _rendim
    İğrendim
  • 0
    _z_ld_m
    Üzüldüm
  • 0
    _ok_k_zd_m
    Çok Kızdım

Bültenimize Katılın

Hemen ücretsiz üye olun ve yeni güncellemelerden haberdar olan ilk kişi olun.