İDARİ İŞLEMİN ESASA (ÖZE) İLİŞKİN UNSURLARI
1. Sebep Unsuru
İdareyi o işlemi yapmaya iten, idarenin işlemine gerekçe oluşturan somut olay, olgu veya hukuki işleme sebep unsuru denir. Sebep, mutlaka somut olmalıdır. Soyut bir kavram bir idari işlemin sebebi olamaz. Örneğin, genel sağlık gibi bir gerekçe veya kamu yararı, sebep unsurunu oluşturmaz.
Bir idari işleme gerekçe olarak gösterilmesi gereken şey somut olay, olgu veya hukuki işlem olmalıdır. Yani bu gerekçe maddi dünyada sonuç doğuran bir olay olabileceği gibi hukuki dünyada sonuç doğuran bir işlem de olabilir. Örneğin, 65 yaşını dolduran memur emekliye sevk edilir. Kişinin 65 yaşını doldurması maddi bir olaydır ve sebep unsurunu oluşturur.
Sebep unsuru, şu şekillerde düzenlenmiş olabilir:
‒ Kanunda açıkça ve doğrudan doğruya belirtilmiş olması: Kanun belli bir işlemin yapılmasını bazı somut olay ya da olguların gerçekleşmesine bağlayabilir. Örneğin, bir yıl içerisinde iki kez uyarma cezası alan kamu görevlisinin görev yerinin değiştirilmesi.
‒ Mevzuatta işlemin sebep unsurunun soyut kavramlar kullanılarak belirtilmesi: Bu durumda kanunda işlemin sebep unsuru somut olarak şu olursa şu işlem yapılır şeklinde değil, soyut kavramlar kullanılarak öngörülmektedir.
Örneğin Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Hakkında Kanun’a göre “Vali, milli güvenlik, kamu düzeni, suç işlemesinin önlenmesi, genel sağlığın ve genel ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amacıyla belirli bir toplantıyı 1 ayı aşmamak üzere erteleyebilir.”
Ancak toplantıyı düzenleyenlerin idari yargıda dava açması söz konusu olduğunda; vali işlemin sebebi olarak genel ahlakı, kamu düzenini gösteremez, mutlaka bir somut sebep göstermelidir. Vali şunu sebep olarak gösterebilir örneğin; bu toplantı her ne kadar Türkiye’deki eşcinseller ve problemlerine yönelik olsa da, bir bilimsel toplantı olarak görünse de bu toplantının eşcinsellikle alakalı olması Türk toplumu bakımından genel ahlaka aykırı olduğu anlamına gelmektedir; toplumda eşcinsellik hoş karşılanmamaktadır. Hakim, burada ileri sürülen somut olay yada olguların gerçekliğine ve idarenin bu somut olayın kanunda öngörülen soyut kavram kapsamında olup olmadığına bakacak.
‒ Sebep unsurunun kanunda gösterilmemesi: Burada idarenin takdir yetkisi vardır; somut bir sebep ya da soyut bir kavram yoktur. İdare takdir yetkisini kullanırken dahi mutlaka işlemin dayandığı bir somut olay ya da olgu olmalıdır. İşlemle ilgili bir dava açılması halinde; idare bu somut olay ya da olguyu mahkemeye sunacaktır.
Yargılamada, hakim işlemin dayandığı somut olay, olgu ve hukuki işlemlerin gerçek ve geçerliliğini araştıracak ve ikinci aşamada Danıştay’ın içtihadına göre idarenin işlemine dayanak gösterdiği somut olay ve olguların yapılan işlemi kamu yararı ve hizmet gerekleri açısından haklı kılar nitelikte olup olmadığını araştıracaktır.
2. Konu Unsuru
İdari işlemin doğurduğu hukuki sonuçtur. Çoğu zaman idari işlemin adı, o işlemin konusunu oluşturur. Örneğin, kamulaştırma işleminin konusu, özel mülkiyetteki bir taşınmazın kamulaştırılmasıdır.
Konuda aykırılıkların ortaya çıkması:
‒ Konunun imkansızlığı: İmkansızlıktan anlaşılması gereken fiilen imkansızlıktır. Ör, ölen kişinin emekli edilmesi. Fiili imkansızlık olmasına rağmen bir hukuki işlem yapılmışsa, bu işlemin müeyyidesi yokluktur. Konuda fiili imkansızlık dışında hukuki bir imkansızlık varsa o da hukuka aykırıdır; o konu zaten yasal düzenlemelerle yasaklanmıştır.
‒ Sebep ve konu unsurları arasındaki nedensellik bağının ortadan kalkması: Nedensellik bağının kopması işlemi hem sebep hem de konu unsuru açısından hukuka aykırı kılar.
‒ Muhatabın statüsü: Bazı işlemler ancak bazı statüde bulunan kimselere yapılabilir. Mesela bir öğretim görevlisine, öğrenci disiplin yönetmeliğine göre disiplin cezası verilemez. Böyle bir şey yapılırsa, o işlem yine konu unsuru yönünden hukuka aykırı olur.
‒ İdari işlemlerin geçmişe yürümemesi: İdari işlemler geçmişe etkili sonuç doğuramazlar. Bu, öngörülebilirlik, belirlilik ve hukuk devletinin bir gereğidir. Geçmişi etkili sonuç doğuran bir idari işlem yapılırsa bu işlem konu unsuru yönünden hukuka aykırı olur. İstisnaen, bir idari işlemin hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle verilen iptal kararları geçmişe etkilidir ve işlemi yapıldığı andan itibaren hükümsüz hale getirir. İkinci istisna olarak, idarenin hukuka aykırı işlemlerini geri alması durumunda bu geri alma işlemi geçmişe etkili sonuç doğurur.
3. Amaç Unsuru
Amaç, idari işlemin yöneldiği nihai hedeftir. Her idari işlemin amacı kamu yararıdır.
Dolayısıyla hiçbir idari işlem, kamu yararı amacının dışına çıkamaz. Kişisel amaç, ekonomik çıkar, siyasi çıkar, kin, nefret, düşmanlık; kamu yararı amacının dışındadır.
İspatı, en zor unsurlardan birisidir.
Bazı işlemler için kanunda kamu yararına uygun olmak şartıyla daha özel ve daha dar kapsamlı amaç öngörülebilir. O zaman bu işlem o amaca aykırı olarak yapılamaz, o amaca aykırı olmakla birlikte kamu yararına uygun bir başka amaçla da yapılsa hukuka aykırı olur. Örneğin, kolluk işlemlerinin amacı kamu düzenini sağlamaktır. Kamu düzeni, kamu yararına göre daha dar kapsamlı bir amaçtır. Kolluk işlemleri bu amacı aşan; ama yine kamu yararına uygun olan bir amaçla yapılsalar dahi amaç bakımından hukuka aykırı olurlar. Hazineye gelir sağlamak kamu yararına uyar; ancak kamu düzenini sağlama kapsamına girmez.
Amaç unsurundaki hukuka aykırılık, çoğu zaman başka unsurlarda da kendini gösterir.
Zira, amaç unsurunun tek başına tespiti çok zordur.