Sözleşme Yapma Zorunluluğu
Kural olarak bir kimse başka bir kimse ile sözleşme yapıp yapmamakta serbesttir. Ancak kanundan veya tarafların daha önceki taahhüdünden doğan bazı hallerde bir sözleşme yapma zorunluluğu söz konusu olur.
1.Kanundan Doğan Sözleşme Yapma Zorunluluğu:
Kamu hizmeti niteliğindeki hizmet, kamu kurumu veya özel kişi tarafından tekel niteliğinde sunuluyorsa burada sözleşme yapma serbestisi kalkar ve şartlara uygun şekilde müracaat eden her şahısla sözleşme yapma zorunluluğu doğar.
Kanundan doğan sözleşme yapma zorunluluğunun ikinci hali, özel hukuk bakımından ortaya çıkmaktadır. Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 6. maddesine göre, üzerinde “numunedir” veya “satılık değildir” ibaresi bulunmayan bir mal teşhir edilmişse, satıcı bu malın satışından kaçınamaz ve gelen herkesle sözleşme yapma zorunluluğu doğar.
Hukuki Sonuçları: Kişi sözleşme yapma yükümlülüğüne uymazsa, kanundan doğan borcuna aykırı davrandığı için aleyhine bir aynen ifa davası açılabilir. Bu davada hâkimin yükümlünün irade beyanı yerine geçen kararı ile sözleşme kurulmuş olur.
2. Önceki Taahhütten Doğan Sözleşme Yapma Zorunluluğu
Sözleşme Yapma Vaadi: Bir kimse bir başka kimseyle yaptığı bir sözleşmede ileride o şahısla belirlenen akdi yapmayı taahhüt ederse, bu taahhüdün yer aldığı sözleşmeye ön sözleşme denir.
Ön sözleşmenin konusu, asıl sözleşmenin yapılmasıdır. Bu sözleşmenin ifası ancak asıl sözleşmenin yapılmasıyla olur. Taşınmaz satış vaadi bir ön sözleşmedir. Ön sözleşmeyle yapmayı taahhüt ettiği asıl akdi yapmaktan kaçınan kimseye karşı, diğer taraf akdi yapmaya zorlamak için dava açabilir. Hakimin vereceği kararın, taahhütte bulunanın irade beyanı yerine geçerek asıl akdi kuracağı doktrinde savunulmaktadır.