Sermaye Ortaklıkları
Türkiye Cumhuriyeti’nde en fazla kurulan ortaklık türü limited şirketlerdir. Ancak ekonomik kaynakları yönetme bakımından en önemli ortaklık türü anonim ortaklıktır. Anonim ortaklık hükümleri limited şirketlerde, paylı komandit şirketlerde ve kooperatiflerde uygulama alanı bulur.
Anonim Ortaklık
Anonim şirket, sermayesi belirli ve paylara bölünmüş olan, borçlarından dolayı yalnız malvarlığıyla sorumlu bulunan şirkettir.
Anonim ortaklıkta yöneticiler ve hissedarlar farklı rejimlere tabidirler. Hissedarlar sermaye getirirler ve yönetime katılma hakları mutlak değildir. Bu kişilerin sermayeyi getirip yönetime katılmamalarının kabul edilebilir hale gelmesi için sınırlı sorumluluk kabul edilmiştir. Sermayedar sermayeyi getirdiğinde, karşılık olarak pay alır. Burada karşılıklılık söz konusudur. Ortaklar arasında affectio societatis yoktur. Bu sebeplerle ortakların bilgi alma hakkı, yönetime katılma hakkı sınırlıdır.
Payın kendisi bir yatırım aracıdır. Pay tedavül eder. Payın tedavül kabiliyeti anonim ortaklığı diğer ortaklıklardan ayırır. Pay kıymetli evraka bağlanır ve ortaklık hakkını gösterir. Payın bağlandığı bu senetlere hisse senedi denir. Hisse senetlerinin devri kural olarak serbesttir ama bazı hallerde bağlam kuralları getirilerek bu devir serbestisi sınırlanabilmektedir.
Ortaklar getirdikleri sermaye kadar hak kazanır. Kişinin getirdiği payının değeri ve itibari değeri kadar hakkı vardır. Bunun sonucu olarak, kişinin getirdiği sermaye oranı ile kullandığı hak oranı eşit olmalıdır. Bu kurala istisnalar getirilebilmektedir.
Anonim ortaklık üzerinde devlet kontrolü vardır. Bu kontrol doğrudan müdahale şeklinde veya denetim şeklinde olabildiği gibi, bilgilendirme yükümlülüğü yükleme şeklinde de olabilir. Bilgilendirme şeklinde kontrolde kamuyu aydınlatma yükümlülüğü getirilebilir.
Genel Hükümler
Anonim şirket, sermayesi belirli ve paylara bölünmüş olan, borçlarından dolayı yalnız malvarlığıyla sorumlu bulunan şirkettir.
Anonim şirket bir ticaret unvanına sahiptir. Çünkü anonim şirket bir tacirdir. Anonim ortaklığın unvanında işletme konusu bulunmalıdır. Şirketin anonim şirket olduğu unvandan anlaşılmalıdır. Eğer bir ortağın adı ticaret unvanına alınmışsa anonim şirket ibaresi kısaltılamaz.
Anonim şirket bir sermaye ortaklığıdır. Şirketin sermayesinin şirket esas sözleşmesinde yazıyor olması gerekir. Şirketin sermayesi, esas sözleşmede TL cinsinden gösterilmelidir.
Sermaye ile malvarlığı kavramları aynı şey değildir. Bir şirketin sermayesi sadece kuruluşta malvarlığına denktir.
Sermaye her ortağın getirmeyi taahhüt ettiği malvarlığı değerinin parasal karşılığının toplamıdır. Parasal karşılıklar objektif şekilde belirlenmelidir. Ortakların kendi aralarında bunu kararlaştırmaları yeterli değildir.
Anonim şirketin sermayesi belirlidir ve belirlilik esas sözleşmeye yansır. Yazılan sermaye, sadece esas sözleşmedeki sermayenin değiştirilmesine ilişkin hükümlere uygun olarak değiştirilebilir.
Sermaye belirli sayıda farklı paya bölünür. Bölünme karşılığında ortaya çıkan her birime pay denir.
Sermayenin asgari miktarı kanunda belirlenmiştir. Anonim şirketlerde asgari sermaye miktarı 50.000 TL, kayıtlı sermaye sisteminde ise 100.000 TL’dir. Toplam sermayenin toplam pay sayısına bölümü bir payın itibari değerini gösterir. İtibari değer 1 kuruşun altına düşemez. İtibari değerler anlaşma ile değiştirilebilir. Oylar aksi esas sözleşmede öngörülmedikçe itibari değere göre kullanılır.
Sermayenin gerçekten şirkete gelmesinin sağlanması için kanunda tedbir hükümleri getirilmiştir. Sermaye geldikten sonra da korunması için iade yasağı, kar payının bilançoya göre dağıtılması gibi ilkeler vardır. Payların değerlerinin tamamen ve koşulsuz olarak taahhüt edilmiş olması gerekir.
Anonim şirkette ortaklar sınırlı sorumludur. Sorumluluğun sınırı her ortak için ortaklığa taahhüt edilen sermaye miktarıdır. Pay sahipleri, şirketin alacaklılarına karşı sınırlı olarak dahi sorumlu değildir. Anonim ortaklığın ortaklarının sorumluluğu şirkete karşıdır.
Anonim şirket kendi borcundan ötürü bütün malvarlığıyla sorumludur. Bu tüzel kişiliği haiz olmanın bir sonucudur. Anonim şirketin sınırlı sorumluluğundan söz edilemez.
Anonim Şirketler Hukukuna İlişkin Temel İlkeler
İlk değerlendirecek ilke çoğunluk ilkesidir. Anonim şirkette oybirliği ile karar alınması gerekliliği istisnaidir. Yeterli nisaba uygun olarak alınan karar tüm paydaşları bağlar. Yeni kanunda asgari pay sahibi sayısı bire indirilmiştir. Tek kişi olduğu zaman çoğunluk ilkesinin bir anlamı olmaz. Birden fazla üyesi olan yönetim kurulları çoğunluk ile toplanır ve katılan kişi sayısının çoğunluğuyla karar alınır. Genel Kurul’da toplantı nisabı kural olarak sermayenin yarısından çoğu ve karar nisabı katılan kişilerin oylarının çoğunluğudur. Genel kurulda oyların çoğunluğunun tespitinde sermaye esas alınır. Yönetim kurulunda oyların sayımında kafa sayısı esas alınır. Çünkü yönetim ve sermaye ayrıdır. Pay sahibi yönetici olsa bile, pay sahibi sıfatından bağımsız olarak yönetici olur.
Çoğunluk ilkesinin oluşturabileceği problemlerin azaltılması için eşit işlem ilkesi getirilmiştir. Pay sahipleri eşit şartlarda eşit işleme tabi tutulur. Buna göre bütün paydaşlar payları oranında eşit muameleye tabi tutulmayı talep etme hakkına sahiptir. Eşit işlem ilkesine aykırı Yönetim Kurulu kararları batıldır.
Oransallık ilkesine göre, haklardan yararlanma sermayeye katılma oranına göredir. Kar payı alma, oy kullanma, tasfiye bakiyesine katılma sermaye oranına göre olur. Bazı durumlarda oransallık ilkesi aşılır. Örneğin genel kurula katılma hakkı her paydaş için aynıdır.
Bir diğer ilke sermayenin korunması ilkesidir. Sermayenin uygun bir şekilde taahhüdünün sağlanması, taahhüdün ifasının gerçekleşmesi, sermayenin korunması, malvarlığının korunması için çeşitli önlemler getirilmiştir. Bu ilkeye aykırılık halinde Genel Kurul kararları butlanla batıldır.
Bir diğer ilke devlet kontrolü ilkesidir. Anonim şirketlerin bazıları kuruluş için devletin iznine, bazıları faaliyeti süresince devletin gözetimine tabidir. Buradaki devlet organı Bakanlıktır. Kamu hizmetine yönelik işlemler yapan anonim şirketlerin esas sözleşmesinde de hüküm olması kaydıyla, kamu tüzel kişileri bu şirketlerin Yönetim Kurullarına temsilci gönderebilir.
Bir diğer ilke kamuyu aydınlatma ilkesidir. Bu ilkeye göre bazı önemli işlerde şirketin kamuyu aydınlatması gerekmektedir. Bu bağlamda, işlemler yapılmadan önce ve yapıldıktan sonra yatırımcıların bilgi sahibi olmasını sağlamak ve bilgi eşitliğini sağlamak amacıyla kamu bilgilendirir. Bu bilgilendirme hem düzenli aralıklarla, hem de her önemli işlemde ayrıca yapılır. Bu ilke kapalı şirketler açısından dahi bazı hükümlerin getirilmesine sebep olmuştur.
Bir diğer ilke bağımsız denetim ilkesidir. Bağımsız denetim ilkesi sadece Sermaye Piyasası Kanunu’na tabi şirketler için değil, tüm şirketler için kabul edilmiştir. Mali tablolar kamuya açıklanmadan önce şirketten bağımsız uzman kişiler tarafından denetlenip onaylanacaktır. Bundan sonra kamuya açıklama işlemi yapılacaktır.
Emredici kurallar ilkesine göre, esas sözleşme kanunun anonim şirketler hükümlerinden kanunda açıkça izin verilmemişse sapamaz. Genel Kurul da ancak kanunun izin verdiği hallerde karar alabilir. Kural sözleşme serbestisi değil, kanun hükmünün emredici olmasıdır. Buradan kaynaklanan bir soruna örnek olarak yönetim kurulu üyeleri için özel bir şart getirilmesi gösterilebilir. Örneğin yönetim kurulu üyelerinin üniversite mezunu olması şartının aranması, kanunda böyle bir nitelik aranmadığı ve getirilmesi yasaklanmadığı için tartışmalıdır.
Borçlanma yasağına göre pay sahipleri, sermaye taahhüdünden doğan vadesi gelmiş borçlarını ifa etmedikçe ve şirketin serbest yedek akçelerle birlikte kârı geçmiş yıl zararlarını karşılayacak düzeyde olmadıkça şirkete borçlanamaz. Yani kişi sermaye taahhüdü borçlarını ifa etmiş ise ve şirketin mali durumu iyiyse paydaşlar şirkete borçlanabilir.