1. Anasayfa
  2. Borçlar Hukuku (Genel)

Kanuni Temsil Yetkisi Nedir? Nasıl Sona Erer?

Kanuni Temsil Yetkisi Nedir? Nasıl Sona Erer?

1.  Temsil Yetkisi 

Bir şahsın diğer bir şahıs adına hukuki muamelede bulunma yetkisi ya temsil olunanın rızasına (iradesine ) dayanır ya da kanuna dayanır. Birinci halde “rızai temsil yetkisi” ikincisine ise, “kanuni temsil yetkisi” denir.

Bir kimsenin kendisini temsil etmesi için bir sahsa rızası ile verdiği yetkiye rızai temsil yetkisi denir. İradi temsil yetkisi, tek taraflı ve varması gerekli bir irade beyanı ile verilir. Bu beyana yetki verme beyan veya yetkili kılma denir.

Bir şahsa temsil yetkisi verilmesi ile o şahısla bir vekalet akdi yapılması birbiriyle karıştırılmamalıdır. Vekalet, bir sözleşmedir ve iki tarafın bu amaca yönelik irade beyanları ile meydana gelir. Temsil yetkisi ise, sadece temsil yetkisi verenin tek taraflı beyanı ile verilir. Vekalet akdi, işi görecek vekil ile işi görülecek müvekkil arasında iç ilişkiyi ilgilendirir, temsil yetkisi ise, 3. şahıslarla ilişkiye girilmesini yani, dış ilişkiyi ilgilendirir. Temsil yetkisinde mutlaka bir hukuki işlemin yapılması söz konusuyken, vekalet sözleşmesinde hukuki işlemin dışında kalan maddi eylemlerde sözleşmenin konusunu oluşturabilir.

Temsil yetkisi verilmesi kural olarak herhangi bir şekle tabi değildir. Ancak asıl işlem şekle tabi ise, temsil yetkisinin şekle tabi olup olmayacağı hususu tartışmalıdır. Bir fikre göre temsil yetkisi şekle tabi değildir. Diğer bir fikre göre ise tarafı korumaya yönelik şekil öngören kanun hükümlerinin amacı temsil yetkisi verilmesinde de aynı şekle uyulmasını gerektirir. Kefalet sözleşmesinde temsil yetkisi verilmesinin kefalet sözleşmesinin şekline tabi olduğu hususunda açık düzenleme bulunmaktadır [TBK m. 583(2)].

Bazı işlemlerde kanun koyucu bu işlemin temsil yoluyla yapılabilmesi için özel yetki aramıştır.  Dava  açmak,  sulh  olmak,  tahkime  gitmek,  kambiyo  taahhüdünde  bulunmak, bağışlama yapmak, bir gayrimenkulü satmak veya üzerinde bir sınırlı ayni hak tesis edebilmek, kefil olmak için Türk Borçlar Kanunu m.504 /3’ de göre özel yetki verilmiş olması gerekmektedir.

 

2.  Temsil Yetkisinin Sona Ermesi 

Temsil yetkisinin kendiliğinden sona ermesi: Temsil olunan aksini belirtmiş olmadıkça veya aksi işin niteliğinden anlaşılmadıkça temsil yetkisi, temsil olunanın veya temsilcinin ölümü, gaipliği, fiil ehliyetinin kısıtlanması ve iflası hallerinde sona erer. Tüzel kişilerde de kişiliğin sona ermesi aynı sonuca yol açar (TBK m.43/1).

Temsil yetkisinin iradi olarak sona erdirilmesi: Temsil olunan, hukuki muameleyle verilmiş temsil yetkisini sınırlandırabilir ya da geri alabilir. Temsil yetkinin geri alınması ya da sınırlandırılması tek taraflı ve temsilciye yöneltilecek irade beyan ile yapılır ve çoğunlukla kabul edildiği üzere temsilciye ulaşması ile hüküm ifade eder. Fakat yetkisinin sona erdiğini öğrenmeden önce temsilcinin iyi niyetli 3. kişilerle yaptığı muameleler temsil olunanı temsil yetkisi devam ediyormuş gibi bağlar (TBK m. 45). Buna karşılık temsil yetkisinin kaldırıldığı 3.şahıslara bildirilmişse temsilci, yetkisinin kaldırıldığını henüz öğrenmemiş olsa dahi temsil yetkisinin kaldırıldığını bilen 3. kişiler temsilcinin, temsil yetkisine sahip olduğunu iddia edemezler.

 

3. Temsil Yetkisinin Sona Ermesinin Sonuçları

Kural olarak, temsil yetkisi sona erdikten sonra artık temsilci, temsil olunanı temsil edemez ve onun adına hukuki muamele yapamaz. Aksi halde temsilcinin, temsil olunan adına bundan sonra yapacağı hukuki muameleler yetkisiz temsil hükümlerine tabi olur. Ancak bu kuralın istisnaları vardır. Bunlar:

a.Temsilcinin ve 3.kişinin temsil yetkisinin sona erdiğini bilmemesi: Temsil yetkisi ne sebeple sona ererse ersin, temsilci, temsil yetkisinin sona erdiğini bilmiyorsa ve hukuki muamele yaptığı 3.kişi de temsilcinin yetkisinin sona erdiğini bilmiyorsa, temsilcinin bu şahısla yaptığı muamele sanki temsil yetkisi devam ediyormuş gibi sonuç doğurur ve temsil olunanı bağlar (TBK 45).

b.Yetkinin sona erdiğini sadece 3. kişinin bilmemesinin etkisi: Temsil olunan temsilciye, temsil yetkisi verdiğini 3. şahıslara ilan yada başka bir yolla bildirmiş olup da temsil yetkisinin kaldırıldığını aynı yolla bildirmemişse, temsil olunan yetkinin kaldırıldığını 3.şahıslara karşı ileri süremez ve temsilcinin bu kişilerle yaptığı işlem temsil olunanı bağlar, (TBK m.42/3).

Bu Yazıya Tepkiniz Ne Oldu?
  • 0
    be_endim
    Beğendim
  • 0
    alk_l_yorum
    Alkışlıyorum
  • 0
    e_lendim
    Eğlendim
  • 0
    d_nceliyim
    Düşünceliyim
  • 0
    _rendim
    İğrendim
  • 0
    _z_ld_m
    Üzüldüm
  • 0
    _ok_k_zd_m
    Çok Kızdım

Bültenimize Katılın

Hemen ücretsiz üye olun ve yeni güncellemelerden haberdar olan ilk kişi olun.