Temsil
Temsil, bir hukuki muameleyi bir şahsın başka bir şahıs nam ve hesabına yapması ve muamelenin hukuki sonuçlarını bu şahıs üzerinde doğmasını sağlamasıdır. Temsilde, temsilci, temsil olunan ve temsilcinin kendisiyle hukuki muamele yaptığı 3. şahıs olmak üzere toplam üç kişi bulunmaktadır. Temsil doğrudan ve dolaylı temsil şeklinde 2’ye ayrılır:
1. Dolaylı Temsil
Temsilci, hukuki muameleyi temsil olunan için yaptığından bahsetmek için 3. kişiyle hukuki muameleyi kendi adına yaptıktan sonra, bu muameleden doğan hak ve borçları temsil olunana devrederse ” dolaylı temsil” söz konusu olur. Burada temsilci, kendi adına ve temsil olunan hesabına hareket etmektedir. Dolaylı temsilde, muamelelerin hukuki sonuçları temsilcinin üzerinde doğar ama temsilci bunları temsil olunana devredeceği için ekonomik sonuçlar temsil olunan üzerinde gerçekleşecektir. Temsilciyle temsil olunan arasındaki ilişkide temsilci yüklendiği hak ve borçları temsil olunana devretmeye, temsil olunan da sözleşmede belirlenen karşılığı temsilciye vermeye mecburdur.
2. Doğrudan Temsil
Temsilcinin 3. şahıs ile hukuki muameleyi temsil olunan nam ve hesabına yapması ve bu hukuki muameleden doğan hak ve borçların doğrudan temsil olunana ait olması doğrudan temsildir. Burada temsilci, temsil yetkisiyle temsil olunan kişi adına ve hesabına temsil iradesiyle hareket etmekte ve temsilci olduğunu muameleyi yaptığı 3.kişiye bildirmektedir.
Doğrudan temsilin söz konusu olabilmesi için, temsilcinin temsil olunan adına hukuki muameleyi yapması ve buna yetkili olması gerekir (TBK m.40). Temsilci, ancak işlemi yaparken temsil olunan adına hareket ettiği takdirde temsil söz konusudur. Şayet bu şart gerçekleşmemişse, yani temsilci hukuki muameleyi temsil olunan adına yapma iradesiyle hareket etmemişse, muameleyi kendi adına veya temsil olunandan başka bir şahıs adına yapma iradesiyle hareket etmişse temsilci ile 3.kişi arasındaki hukuki muamelede kişinin temsil olunanın temsilcisi olduğundan söz edilemez.
Ayrıca temsilcinin hukuki muameleyi temsil olunan adına yaptığını 3.kişiye bildirmesi gerekir. Şayet temsilci, temsil olunanı temsil iradesiyle hareket etmesine rağmen bunu karşı tarafa bildirmemişse kural olarak temsil gerçekleşmez ve temsilci muameleyi kendi adına yapmış olur. (TBK m.40/2). Ancak temsilcinin, temsil olunanın temsilcisi olarak hareket ettiğini bildirmemesine rağmen, 3.kişinin bu hususu hal ve şartlardan anlaması gerekiyorsa temsilin sonuçları meydana gelir(TBK m.40/2). Mesela, bir mağazaya girip bir tezgâhtardan mal satın alan 3. kişiye tezgâhtarın, mağaza sahibinin temsilcisi olduğunu bildirmesine gerek olmaksızın, 3.kişinin bunu mevcut durumda anlaması beklenir.
Öte yandan temsilcinin, temsil olunanın temsilcisi olarak hareket ettiğini bildirmemesine ve hal ve şartlardan temsilci olduğu anlaşılmamasına rağmen 3. kişi için hukuki muamelenin tarafının temsilci veya temsil olunan olması farksız ise, temsilcinin temsil olunanı temsilcisi olarak 3. kişiye yaptığı hukuki muamelenin hak ve borçları temsil olunana ait olur ve temsilin sonuçları doğar. Bu durum genellikle peşin olarak yapılan işlemlerde söz konusudur.