MUHASEBE TEORİSİNİN ÖZELLİKLERİ
Muhasebe düşünülüp yaratıldıktan sonra uygulamaya konulmuş bir teoriye dayanmaz. Aksine, mevcut uygulamanın dayandığı düşünce biçimini araştırarak, uygulamanın neden öyle olduğunu ve neden başka türlü olmaması gerektiğini açığa çıkarır. Böylece mevcut uygulamanın daha iyi anlaşılmasını sağlarken, onun gelişmesini mümkün kılacak bilgi alanını da oluşturur. Muhasebe, bir açık sistem olarak çevresi ile etkileşim içindedir. Ayrıca muhasebe sistemini oluşturan teori ve uygulama ikilisi de birbiri ile sürekli etkileşim içindedir. Bu nedenle muhasebe teorisi, tümdengelim (genelden özele doğru inceleme yöntemi) ve tümevarım (tek tek özel olgulardan genel önerilere geçmek) yaklaşımlarından hareketle kurulmuştur.
Muhasebe teorisi, tümevarım yaklaşımı ile; finansal bilgilerin derlenip, işlenip ilgili gruplarına sunulmasının şeklini belirler. Ancak, muhasebeye ilişkin konuların sürekli olarak değişikliğe uğraması nedeniyle, ortaya çıkan yeni durumlar için ilgili kuralların yaratılması gerekir. Bu durumda, tümdengelim yaklaşımıyla, amaç ve çevre koşulları (ekonomik, teknolojik ve sosyolojik) göz önünde tutularak tüm uygulama için ilkeler, ölçütler ve yöntemler oluşturulur ve bunlar bireysel olaylara uygulanmak üzere önerilir (Erkal, 2014, s.373).
En önemli özelliği faydacı (pragmatik) olmasında beliren muhasebe teorisi, muhasebe uygulamalarının değerlendirilmesinde ve geliştirilmesinde ortaya koyduğu temel kavramlar ve genel kabul görmüş muhasebe ilkeleri ile yol göstericidir.