İDARENİN SORUMLULUĞU
İdare, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararları karşılama yükümlülüğü altındadır. Bu hukuk devletinin bir gereğidir. Hukuk devleti fikrine giden süreçte, polis devleti anlayışından sonra ortaya çıkan hazine teorisinde de idarenin eylem ve işlemlerinden sorumlu tutulması anlayışı vardır.
İdarenin sorumluluğunun esası, içtihad yoluyla geliştirilmiştir. İdare, her durumda yaptığı eylem ve işlemlerden sorumlu değildir. Kural olarak idare, kusurlu olduğu durumlarda yaptığı eylem ve işlemlerden sorumludur. İstisnaen içtihatlarla öngörülmüş kusursuz sorumluluk hallerinde de idarenin sorumluluğu söz konusudur.
Mevzuatta idarenin sorumluluğuna ilişkin herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır; ancak anayasada belirtilen ilkeler vardır.
‒ Ay.m.125/Son: İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır.
‒ Ay.m.40/3: Kişinin, resmi görevliler tarafından vaki haksız işlemler sonucu uğradığı zarar da, kanuna göre, Devletçe tazmin edilir. Devletin sorumlu olan ilgili görevliye rücu hakkı saklıdır.
‒ Ay.m.129/5: Memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken işledikleri kusurlardan doğan tazminat davaları, kendilerine rücu edilmek kaydıyla ve kanunun gösterdiği şekil ve şartlara uygun olarak, ancak idare aleyhine açılabilir.