İDARİ İŞLEMİN DOĞUMU – UYGULANMASI – SONA ERMESİ
A. İDARİ İŞLEMİN DOĞUMU
İlgili şekil ve yetki kuralları uyarınca yetkili idari makam tarafından yasada ve ilgili diğer düzenlemelerde öngörülen şekil kurallarına uyularak yapılması amaçlanır. İdari işlemin doğumu, bu süreci ifade ediyor. Bu süreç, çok kısa olabileceği gibi ayları da alabilir.
İdari işlemler, imzalanmakla tamamlanır; eski dilde tekemmül eder. İmzalanana kadar bir idari işlemin varlığından söz edilemez; belki öncesinde yapılan hazırlıklar vardır. İşlemin yürürlüğe girmesi, yani ilgililer üzerinde bağlayıcı hukuki sonuçlar doğurması imzalanmasıyla aynı ana denk gelmez.
İdari işlemlerin yürürlüğe girişi, tekemmül etmelerinden farklı olarak imzalanmalarıyla değil, ilgilinin hukuk alanına ulaşmasıyla olur. İlgilinin hukuk alanına ulaşmasından kast, o konu hakkında ilgilinin o işleme yönelik haberdar olması amacıyla elverişli yöntemlerin kullanılmasıdır. Bu yöntem, ilan ya da yayınlamadır. Usulüne uygun bir bildirimin yapılmış olması hukuk alanına ulaştığını ispatlar.
İlgilinin hukuk alanına ulaşmayan idari işlemlerin yürürlüğe girmesi, hukuki güvenlik açısından sakıncalıdır.
B. İDARİ İŞLEMİN UYGULANMASI
Yetki ve şekil kurallarına uygun biçimde yapılan ve yürürlüğe giren işlem, uygulanır. İdari işlem, ilgilisi üzerinde onun rızası olmadan hukuki sonuç doğurur.
Düzenleyici işlemlerle birel işlemlerin uygulanması yönünden farklılıklar mevcuttur. Düzenleyici işlemler soyut olarak bir kuralı hukuk dünyasına dahil edip; somut olarak o kuralın zamana yayılarak uygulanmasını sağlarlar. Ancak birel işlemler, çoğu kez bir kez uygulanmakla sona erer ve sonuçlarını meydana getirir.
İdare, hukuk dünyasında doğan sonuçları, maddi dünyaya aktarabilir. Buna uygulamada re’sen icra yetkisi denir.
İdareye, bazı zamanlarda idari işlemin uygulanmasını sağlamak için dolaylı yoldan da olsa müeyyide uygulama yetkisi tanınmıştır. Sözgelimi ilgililere bir yasak getirilir; onlar bu yasağa uymak zorunda olurlar. İdareye hiçbir zaman hürriyeti bağlayıcı ceza verebilme gibi bir yetki tanınamaz; ancak para cezası verme yetkisi tanınabilir.
C. İDARİ İŞLEMLERİN SONA ERMESİ
İdari işlemler uygulanmakla tükenir ve sonuç doğurmamaya başlarlar; ancak bu bir sona erme değildir, zira işlem ayaktadır.
İdari işlemler şu şekillerde sona erer:
‒ Kendiliğinden sona erme: Örneğin süresi dolmuş idari işlemlerde kendiliğinden sona erme söz konusudur.
‒ Yargı kararıyla işlemin sona ermesi: Bir idari işleme karşı iptal davası açılır ve bu sayede yargı harekete geçmiş olur. İdari yargıda açılan bu dava neticesinde işlemin hukuka aykırı olduğu şeklinde verilecek bir kararla işlem sona erebilir. Hukuka aykırı bir idari işlem kural olarak mahkeme tarafından iptal edilebilir; istisnaen yokluk yaptırımı uygulanabilir ya da hukuka aykırı olmasına rağmen işlemin ayakta kalması söz konusu olabilir. Ör. tali şekil aykırılıkları.
‒ İşlemin idare tarafından sona erdirilmesi: Burada idarenin bir işlemiyle idari işlemin sona ermesi söz konusudur. İdarenin iki tür sona erdirme biçimi vardır:
→ Kaldırma: 1) Bir hukuki işlemin, o işlemi yapan idari makam ya da onun hiyerarşik amiri tarafından geleceğe etkili olarak sona erdirilmesidir. Kaldırma sonucu, idari işlem, yapıldığı tarihten kaldırıldığı tarihe kadar doğurduğu bütün hukuki sonuçlar geçerliliğini korur. Kaldırıldığı tarihte ise o işlem artık yoktur.
2) İdare, hukuka uygun veya aykırı olsun; her türlü işlemi kaldırabilir.
→ Geri alma (idarenin işlemi iptal etmesi): 1) İşlemin idari makam veya onun hiyerarşik üstü tarafından baştan itibaren hiç yapılmamış gibi geçersiz kılınmak üzere, yani geçmişe etkili olmak üzere sona erdirilmesidir. Geri alma sonucu, idari işlem mahkemenin verdiği iptal kararı gibi işlemi baştan itibaren geçmişe etkili olarak, yapıldığı andan itibaren hükümsüz hale gelir.
2) Bir işlemin geri alınabilmesi için mutlaka hukuka aykırılığın olması gerekir. İdare, hukuka uygun bir işlemi geri alamaz. Bir işlem, idari yargıda dava edilemeyecek hale gelmişse idare o işlemi artık geri alamaz. İdare, hukuka aykırı bir işlemi geri alma işlemini
60 gün içerisinde yapmalıdır. Çünkü bir idari işlem 60 günü geçtikten sonra dava edilemez.
60 gün kuralının istisnaları: → İşlem, salt yükümlendirici bir işlemse ve ilgilisine hiçbir yarar sağlamıyorsa → Yok hükmündeki bir işlemse → İlgilinin hilesiyle yapılmış bir işlemse; → işlem düzenleyici bir işlemse; bu işlem her zaman geri alınabilir.
Düzenleyici bir işlemin geri alınması durumunda o işleme dayalı olarak geçmişte yapılmış birel işlemler kendiliğinden hükümsüz hale gelmez; ancak ilgililerin başvurusu üzerine idare bunları geri almakla yükümlüdür.