Sır saklama yükümlülüğü, bir kişinin, işi veya mesleği gereği öğrendiği gizli bilgileri, üçüncü kişilere açıklamama yükümlülüğüdür. Bu yükümlülük, birçok meslek grubunda geçerlidir ve bilgi sahibinin mesleki etiği ve dürüstlüğüne uygun davranmasını gerektirir.
Örneğin, bir avukatın, müvekkilinin özel hayatına ilişkin bilgileri, mahkemelerdeki davaları veya ticari sırları, müvekkilinin rızası olmadan üçüncü kişilerle paylaşması sır saklama yükümlülüğüne aykırıdır. Aynı şekilde, bir doktorun hastasının sağlık bilgilerini, hastanın rızası olmadan paylaşması da sır saklama yükümlülüğüne aykırıdır.
Bir diğer örnek, bir bankanın müşterilerinin finansal durumlarına, hesap bilgilerine veya kredi geçmişlerine ilişkin bilgileri, bankanın çalışanları tarafından sır saklama yükümlülüğüne uygun bir şekilde korunmalıdır. Bu bilgilerin, bankanın müşterileri haricindeki üçüncü kişilere açıklanması, bankanın itibarını zedeleyebilir ve yasal sonuçları olabilir.
Sır saklama yükümlülüğü, birçok meslek grubunda önemli bir etik kuraldır ve bu yükümlülüğe uyulması, güvenilirliği arttırır ve meslektaşlar, müşteriler ve işverenler tarafından takdir edilir.