Sebepsiz Zenginleşmenin Hükümleri
Sebepsiz zenginleşmeden zenginleşen için doğan borç iade borcudur. TBK m. 77’ de bu durum “Haklı bir sebep olmaksızın, bir başkasının malvarlığından veya emeğinden zenginleşen, bu zenginleşmeyi geri vermekle yükümlüdür” şeklinde ifade edilmiştir.
Sebepsiz zenginleşen kişi, zenginleşmesinin sebepsiz olduğunu bilmiyor veya bilecek durumda değilse, iyiniyetli kabul edilir. Geri verme borcunun kapsamı, sebepsiz zenginleşen kimsenin iyiniyetli olup olmamasına göre değişir. Zenginleşen kimse iyiniyetli ise, yani malvarlığında gerçekleşen zenginleşmeyi geri vereceğini bilmiyor veya bilmesi gerekmiyorsa, geri verme anında elinde kalmış olan miktarı vermekle borcundan kurtulur. Daha önce elinden çıkmış olan kısmı geri vermekle yükümlü değildir (TBK m. 79/1). Zenginleşme, zenginleşenin elinde aynen bulunuyorsa, zenginleşen bunu olduğu gibi iade etmelidir. Bu
çerçevede zenginleşenin kusuruyla ya kusursuz olarak zenginleşme ortadan kalkmışsa, zenginleşen yalnızca elinde kalanı vereceğinden, iade borcu bulunmayacaktır. Sebepsiz olarak edinilen eşyanın bilerek yok edilmesi, çalınması veya hayvanın ölmesi hallerinde bu tür bir durum söz konusudur. Bunun nedeni zenginleşenin, zenginleşme meydana gelmeseydi düşeceği durumdan daha kötü bir duruma düşmemesidir. Aynen iadenin söz konusu olmadığı hallerde, bu değer yerine bir kaim değer elde edilmişse bunun iadesi gerekir
Buna karşılık eğer zenginleşen kimse, zenginleşmenin sebepsiz olduğunu biliyor veya bilmesi gerekiyorsa, yani iyiniyetli değilse, malvarlığında gerçekleşen çoğalmayı tamamen geri vermekle yükümlüdür (TBK m. 79/2). Bu nedenle zenginleştiği miktarı, örneğin malvarlığına giren malın kaybolmasından, hasara uğramasından veya değerinin azalmasından da sorumlu olur.
Zenginleşenin iyiniyetinin aranacağı an yalnızca iktisap anı değildir. İktisap anından sonra da zenginleşme azalmış olabileceği gibi, iktisap edilen şeye bir takım masraflar da yapılmış olabilir. Bu tür masraflar yapıldığı ya da “zenginleşmenin eksildiği/ortadan kalktığı savunmasına” imkan verecek olayların meydana geldiği zamanda zenginleşenin iyiniyetli olup olmamasına göre ilgili hükümler uygulama alanı bulacaktır. İktisap anında iyiniyetli olan kişi sonradan kötüniyetli olabileceği gibi, iktisap anında kötüniyetli olan kişi sonradan iyiniyetli de olabilir.
TBK m.80 zenginleşenin yaptığı masrafların hangisinin iade alacaklısı tarafından ödeneceği düzenler ve masrafları zorunlu, faydalı, lüks masraflar olmak üzere üçe ayırır. Zorunlu masraflar bir şeyin korunması ve iktisadi fonksiyonunu devam ettirmesi için yapılan, faydalı masraflar bir şeyin değerini ve iktisadi verimliliğini arttırmak için yapılan, lüks masraflar yapanın kendi zevki için yapmış olduğu masraflardır.
TBK m.80’deki ana kural zenginleşenin faydalı ve yararları masraflarını isteyebileceği yönündedir. Bununla birlikte TBK m.80 kötüniyetli zenginleşen bakımından bir sınırlama getirmektedir. Bu maddeye göre, kötüniyetli iade borçlusu, iyiniyetli iade borçlusu gibi zorunlu masrafları isteyebilir; ancak isteyebileceği faydalı masraflar, iade zamanında mevcut bulunan fazlalıkla sınırlıdır.
Lüks masrafları ise, ne iyiniyetli ne de kötüniyetli zenginleşen, iade alacaklısından isteyemez. TBK m.80 hükmüne göre ise, zenginleşen bütünleyici parçayı söküp alabilir. Onun bu hakkı ise, iade alacaklısının lüks masrafları ödeme seçimlik hakkını kullanmaması halinde söz konusu olur. Söküp alma hakkı da hem iyiniyetli hem de kötüniyetli zenginleşene tanınmıştır. Ancak bütünleyici parçanın sökülüp alınması asıl eşyaya zarar vermeyecek biçimde kullanılmalıdır.
Sebepsiz zenginleşmede iade, fakirleşen tarafın zenginleşene karşı açacağı bir davayla sağlanır; bu davaya sebepsiz zenginleşme davası denir. Bu dava 2 ve 10 yıllık zamanaşımı sürelerine tabidir (TBK m. 82). Bu hükme göre sebepsiz zenginleşmeden doğan istem hakkı, hak sahibinin geri isteme hakkı olduğunu öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde zenginleşmenin gerçekleştiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar.