İspatın Ölçüsü
a. Genel Olarak
Bir vakıanın ispatlanış sayılabilmesi için, hâkimin o vakıanın doğruluğu Hakkında kanaate sahip olması gerekir. İspat ölçüsü bir vakıayı düzenleyen normun, o vakıa hakkındaki ispatın yeterliliği konusunda beklediği düzeydir. İspat ölçüsü bazen tam aranırken, bazen de yaklaşık yeterli görülmektedir.
Bir vakıa için kesinlik sınırındaki ihtimal derecesi kabul edilmiş ise; tam ispat, ağırlık basan ihtimal derecesi kabul edilmiş ise yaklaşık ispat söz konusu olacaktır. Hakimde oluşacak kanaatin oluşumunda bir hukuk siteminin aradığı ölçü, bu kanaate ulaşılabilmesi için taraflarca yürütülecek ispatın türü de belirlenmiş olacaktır.
Hukukumuzda geçerli olan kesin delille ispat zorunluluğuna ilişkin kural ile ispat ölçüsü bir yönüyle objektif hale getirilmiştir. Kesin delille ispat ölçüsü tam ispattır. Ancak kesin delil kuralında olduğu gibi, kanunda açıkça belirtilen durumlar dışında hâkim delilleri serbestçe değerlendirir. Hâkim sadece iddiaya bakarak karar veremez, yaklaşık ispat derecesinde, asgari ölçüde de olsa ispat faaliyeti zorunludur.
b. Tam İspat (Kesin İspat)
Deliller ile vakıalar tam olarak kurulması ile sağlanan ispata tam ispat edendir. Tam ispatta hâkimin, iddia edilen olayın vuku bulup bulmadığına tam olarak inanması, bu konuda makul ve kabul edilebilir bir şüphenin olmaması gerekir. Tam ispatın gerçekleşebilmesi için, hâkim usulüne uygun olarak, tam araştırma ve değerlendirme yapmış olmalı, deliller, beyanlar arasındaki çelişkiler tam olarak giderilmelidir.
c. Yaklaşık İspat (Gerçeğe Yakın İspat)
Hâkim ispat edilmek istenen olayı muhtemel görmelidir. Ancak bu vakıanın gerçekleşmeyeceği konusunda bir ihtimalde her zaman bulunmalıdır. O vakıa iddiasının doğru olma ihtimali, doğru olmama ihtimalinden fazla olmalıdır. Hâkimin yaklaşık ispatı yeterli görebileceği hususlar;
– Acele karar verilmesi gereken hallerde
– Geçici hukuki tedbir durumlarında
Yaklaşık ispat, hâkimin acele karar verilmesi gereken hallerde, delil ikamesinin çok zor olduğu ve bu nedenle kesin ispatın beklenemeyeceği hallerde söz konusudur. Kanunda açıkça belirtilmeyen hallerde hâkim kesin ispatı arayacaktır. Hukukumuzda tam kanaat oluşumu (kesin ispat) kural, yaklaşık kanaat oluşumu ise istisnadır. Yaklaşık ispata kanun açıkça ve dolaylı olarak imkân tanımadıkça hâkim tam ispatı aramalıdır.