ZIMNİ İDARİ İŞLEMLER
İdari işlemler, esasında idarenin belli bir konudaki iradesini açığa vurmak için oluşur. Ancak bazı hallerde İdare sessiz-hareketsiz kalır. İdarenin bu susmasına bir irade atfetmek mümkün müdür?
İdare hukukumuzda Fransız İdare Hukukunda olduğu gibi İdarenin susması veya hareketsiz kalması bazı şartlarda bir idari karar sayılmıştır. Bazı hallerde susma zımni kabul işlemi sayılırken, bazı hallerde zımni işlemi sayılır.
1. Zımni red işlemi
2577 sayılı İYUK.m.10’da belirli bir başvurunun altmış gün içinde idare tarafından cevaplanılmaması halinde isteğin reddedilmiş olduğu kabul edilir. AY.m.74 (dilekçe hakkı), İYUK.m.10’la birlikte değerlendirildiğinde idari makamlara bir idari işlem veya eylemin yapılması için yapılacak başvurular idari makamlarca cevapsız bırakılamaz. İdari makamlar, bir idari işlem veya eylemin yapılması için kendilerine yapılan başvuruyu en geç 30 gün içinde cevaplamak zorundadırlar. Ancak İdarenin bu zorunluluğa uymayarak 60 gün içinde de cevaplamaması halinde başvuru reddetmiş sayılır.
Her idari işlem için bu kural geçerli değildir. Yalnızca idari davaya konu olabilecek bir işlem ya da eylemin tesisi için yapılan başvuru karşısında hareketsiz kalması, zımni red kararı olarak kabul edilir.
2. Zımni kabul işlemi
Hareketsiz kalma, kanunda açıkça belirtilen bazı hallerde, zımni kabul işlemi olarak da görülmektedir. Hareketsizliğin zımni kabul işlemi sayılabilmesi için, kanunda bu yönde açık ve özel bir hüküm bulunması gerekir.
İstisnai olmakla birlikte hukukumuzda bazı hallerde hareketsizlik zımni kabul işlemi olarak kabul edilmiştir. Örneğin, İmar Kanunundan valiliğe yapı kullanımı için yapılan başvurunun 30 gün içinde cevaplanılmaması halinde bu istek kabul edilmiş sayılır.