Hak Arama Özgürlüğü
Adil yargılanma hakkından söz edebilmek için öncelikle mahkemeye (yargı yerine) başvurma hakkının sağlanmış olması gerekmektedir.
Suçlanan kişinin kendisine yöneltilen suçlamanın bir mahkeme tarafından karara bağlanmasını talep etme hakkı anlamında mahkemeye başvurma hakkının tanınması, esasında hukuk devleti olmanın bir gereğidir.
Mahkemeye başvurma hakkının işlerliğini sağlamak için başvurulan yargı makamının tam yargısal yetkiye sahip olması, diğer bir deyişle dava konusu olayı hem fiil hem de hukuk açısından inceleyip davanın esası açısından karar verme yetkisine sahip bulunması gerekmektedir. Ancak bu hak mutlak, sınırsız bir hak olarak kabul edilmemektedir.
AİHM (Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi) kararlarında özellikle söz konusu hakkın kötüye kullanılmasını önlemek için devletler tarafından gerekli tedbirlerin alınabileceği; ancak bu hakkın kullanımına getirilen sınırlamaların amaca uygun ve amaçla orantılı olması, hakkın özüne dokunmaması gerektiği, devletlerin bu konudaki takdir yetkisinin Strasbourg organlarının denetimi altında olduğu belirtilmiştir.
Ayrıca kişinin hak aramasını sağlamak için mahkemeye başvurma olanağının gerçekten ve etkili biçimde olması için (kâğıt üstünde, teorik olarak kalmaması) gerekli tedbirlerin alınması ve mahkemeye başvurma yolunu haksız olarak tıkayan engellerin ortadan kaldırılması gerektiği vurgulanmıştır.