Tahkim / Medeni Usul Hukuku

Tahkim

Özel hukuka ilişkin uyuşmazlıkların bazılarının çözümü, mahkemeler yerine tahkim yolu ile hakemler tarafından çözülmektedir. Tahkimde hakemler tarafından verilen kararlar devlet mahkemelerinin verdiği karar verine geçer. Bu uyuşmazlıkların mahkeme tarafında değil de hakem tarafından çözümlenebilmesi için tarafların yapacağı bir tahkim anlaşması ile mümkündür. Tahkim anlaşması ile uyuşmazlığı gidermek için görevli kişilere hakem denir. Bu yola başvurabilmek tarafların bu konuda anlaşmasına bağlıdır.

Bu özel yargı faaliyeti, devlet tarafından denetlenen, kararları kesin hüküm oluşturan, tıpkı devlet mahkeme kararları gibi icra edilen özel bir yargı faaliyetidir.

Tahkimde de hakemler tarafından yargılama faaliyeti yapılır. Yaptıkları yargılamaya ve verecekleri karara müdahale edilemez. Tahkim ve mahkeme yargılaması arasındaki farklar aşağıda belirtilmektedir.

  • Taraflar devlet yargısında mahkeme ve hâkimleri seçemezler. Oysa tahkimde başvuru yapıp yapmamak ve yargılamayı yapacak hâkimleri seçmek tarafların elindedir.
  • Devlet yargısında tarafların belirlenecek yargılama sülünü seçme yetkisi yoktur. Oysa tahkim usulünde taraflar uygulanacak yargılama yetkisi belirleyebilirler.
  • Tahkim usulünde devlet yargısından farklı olarak, uygulanacak maddi hukuku da belirleme yetkisine sahiptirler.

Hukuki Niteliği

Tahkim sözleşmesinin bir borçlar hukuku sözleşmesi mi yoksa usul hukuku sözleşmesi mi olduğu hakkında bir tartışma mevcuttur. Yargıtay doktrindeki çoğunluk görüşüne dayanarak, tahkim sözleşmesinin bir usul sözleşmesi olduğunu kabul etmektedir. Tahkim sözleşmesinin esas olarak iki önemli etkisi bulunmaktadır.

Olumlu Etki: Hakemlerin yargılama yapabilmesi.

Olumsuz Etki: Mahkemelere başvurma imkânını kaldıran etki

Bu iki etki de usul hukukuna ilişkindir. BU nedenle tahkim sözleşmesinin hukuki etkisi, usul hukuku anlamındadır.

Tahkimin Olumlu ve Olumsuz Yönleri

Uyuşmazlığın çözümüyle ilgili özel ve teknik bilgiye gerektiren hallerde hâkim bilirkişi incelemesi yaptırmakta bu da uyuşmazlığın çözümünü hem uzatmakta hem de daha masraflı hale getirmektedir. Hâlbuki hakemlerden birisinin veya tümünün uyuşmazlıkla ilgili teknik ve özel bir konuda bilgi sahibi olması mümkündür ve genellikle hakemler bu şekilde seçilmektedir. Bu da bilirkişi nedeniyle oluşan gereksiz uzama ve yargılama masraflarının artmasının önüne geçmektedir.

Olumlu Yönü: Tahkim aracılığıyla uyuşmazlıkların çözümlenmesi, kural olarak mahkemelerdeki yargılamaya nazaran daha kısadır. Uygulamada çoğu kez hakemler bu tür uyuşmazlığı çözen kişilerdir. Böyle olunca tahkim prosedüründe mahkemelerde bilirkişiye başvurulması nedeniyle oluşan zaman ve masraf kaybı olmayacaktır.

Taraflar, uyuşmazlığın çözümüne ilişkin özel hükümler veya kurumsal tahkimi kararlaştırmamışlarsa uygulanacak usul hükümleri bakımından hakemler serbesttir. Bu nedenle birçok usul işlemi hızlı ve basit yapılabilmektedir.

Hakem yargısında aleniyetin olmayışı diğer bir olumlu yöndür Çünkü birçok şirketin mali durumu, ticari defterleri ve sırları gözler önüne serilmeden uyuşmazlık taraflar arasında sonuçlandırılmaktadır.

Tahkim aracılığıyla uyuşmazlıkların çözümlenmesi, kural olarak mahkemelerdeki yargılamaya nazaran daha kısadır.  Tahkim yoluyla verilen kararlara karşı kanun yolları da sınırlı olduğundan kanun yollarına başvuru nedeniyle uğranılan zaman kaybı da yoktur. Verilen hükmün kesinleşmesi ve icrası çabuk olmaktadır.

Olumsuz Yönü: Teknik bilgiye sahip olan hakemlerin hukuki bilgiye sahip olmamalıdır. Tahkimde yargılama giderleri daha yüksek olabilmektedir.

Tahkimin Konusu

Tahkim sadece tarafların iradesine tabi olan uyuşmazlıklarda geçerlidir. Buna tahkime elverişlilik denilmektedir. HMK m.408” Taşınmaz mallar üzerindeki ayni haklardan veya iki tarafın iradelerine tabi olmayan işlerden kaynaklanan uyuşmazlıklar tahkime elverişli değildir.” Denilmektedir.

İki tarafın arzusuna bağlı olmayan işlerde de tahkim sözleşmesi yapılamaz. Örneğin boşanma davası hakkında taraflar tahkim sözleşmesi yapamazlar.

Buna karşılık alacak ve eser sözleşmeleri ile ilgili tahkim sözleşmesi yapılabilir.

Taşınmazların aynından doğan uyuşmazlıklar için de tahkim sözleşmesi yapılamaz. Örneğin kat karşılığı inşat sözleşmesi için tahkim sözleşmesi yapılamaz.

Çekişmesiz yargıya tabi uyuşmazlıkların tahkim yolu ile çözümünü kararlaştıramazlar.

Hukuken geçerli olmayan örneğin ahlaka aykırı bir sözleşme hakkında tahkim sözleşmesi yapılamaz. O halde kanunen batıl olan sözleşmelere bağlı olarak tahkim de geçersizdir.

Kamu düzenine ilişkin konular tahkime elverişli değildir. Örneğin soy bağı ile ilgili davalar tahkim yolu ile çözümlenemez.

Tarafların sulh olabilecekleri davalarda tahkime gidilebilir. Sulh olamayacakları uyuşmazlıklar tahkime de elverişli değildir. Tarafların tahkime başvurabilecekleri hallerde tahkim ihtiyaridir.

Bazı uyuşmazlıkların çözümü için hakeme başvurulması zorunludur.  Buna zorunlu tahkim denir. Örneğin, tütün ekicisi ile alıcısı arasındaki alım satım sözleşmesi ile ilgili uyuşmazlıklar hakem aracılıyla çözümlenir Bu konuda taraflar mahkemeye başvuramazlar.

Hakem Sözleşmesi

Taraflar ile hakemler arasında yapılan sözleşmedir. Bu sözleşme, tahkim anlaşmasından farklı olarak, öncelikle bir borçlar hukuku sözleşmesidir. Hakemler uyuşmazlığın çözümünü borçlanırken, taraflar da ücret ödemeyi borçlanırlar.

Taraflarla hakem veya hakem kurulu arasında ücretin belirlenmesi konusunda anlaşmaya varılamaz veya tahkim sözleşmesinde ücretin belirlenmesine ilişkin herhangi bir hüküm bulunmazsa ya da taraflarca bu konuda yerleşmiş kurallara veya kurumsal tahkim kurallarına yollama yapılmamışsa, hakem veya hakem kurulunun ücreti, her yıl Adalet Bakanlığınca ilgili kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının görüşleri alınarak hazırlanan ücret tarifesine göre belirlenir.

Başkanın ücreti hakemlerin ücretinde yüzde on daha fazladır. Hakem ve hakem kurulu kararında yargılama giderleri de gösterilir.

Hakemlere ödenmesi gereken ücret bakımından her iki taraf ta borçludur.

Hakem sözleşmesi bir borçlar hukuku sözleşmesi olmasının yanında aynı zaman da usul hukuku sözleşmesidir.

Hakem-Bilirkişinin Hakemden Farkı

Hakem bilirkişiler, tahkimde görev yapan hakemlerden farklıdır. Hakem-bilirkişiler, bir uyuşmazlığı doğrudan çözmeyen aksine uyuşmazlığın mahkeme veya tahkim yargılamasında hakemler önünde çözümüne yardımcı olan kişilerdir.

Taraflar, belli bir uyuşmazlıkta miktarın ve niteliğin belirlenmesi hususunda hakem-bilirkişi için sözleşme yapabilirler. Bu sözleşme münhasır delil sözleşmesi niteliğinde yapılacaktır. Hakem bilirkişilerin verdikleri raporlar normal bilirkişi raporundan farklı olarak hem tarafları hem de mahkemeyi bağlar. Yani bunlar takdiri delil değildir.

Hakem bilirkişiler, sadece kendilerine sorulan hususları tespite yetkili ve görevlidirler.

Tahkimde hakem ise uyuşmazlığı hâkim gibi çözen ve karar veren kişidir.

Tahkim Anlaşması

Tahkim sözleşmesi, tarafların sözleşme veya sözleşme dışı bir hukuki ilişkiden doğmuş veya doğabilecek uyuşmazlıkların tamamı veya bir kısmının çözümünün hakem veya hakem kuruluna bırakılması hususunda yaptıkları anlaşmadır.

Tahkim konusu uyuşmazlık tahkime elverişli değilse bu konudaki uyuşmazlık mahkemede çözümlenmelidir.

Tahkim anlaşması taraflar arasında bir anlaşmanın şartı veya ayrı bir sözleşme olarak yapılabilir. Uygulama da genellikle tahkim anlaşması, tahkim şartı olarak ana sözleşmeye konan bir madde şeklinde düzenlenmektedir.

**Tahkim anlaşması yazılı şekilde yapılmalıdır. Yazılı şekil ispat şartı değil geçerlilik şartıdır. Dava dilekçesinde yazılı bir tahkim sözleşmesinin varlığının iddia edilmesine davalının verdiği cevap dilekçesinde itiraz edilmemesi halinde de tahkim anlaşmasının varlığı kabul edilir.

Şayet taraflar yargılama sırasında tahkim yoluna başvurma konusunda anlaşırlarsa, dava dosyası mahkemece ilgili hakem veya hakem kuruluna gönderilir.

Tahkim anlaşmasında hangi uyuşmazlığa karşı tahkime başvurulacağı önceden belirlenmiş olmalıdır. Uyuşmazlığın konusu belli değilse tahkim anlaşması geçerli değildir. Uyuşmazlığın tahkimde çözülmesi ile tahkim anlaşması sona erer.

Tahkim Sözleşmesinin Etkisi

Yargı fonksiyonunu üstlenmiş olan Devlet, hakem mahkemeleri tarafından verilen ve kesinleşen kararları mahkemelerin verdiği kesin hükümlerle eşit tutulmuştur. Kesinleşmiş bir mahkeme kararı ile mahkeme kararı arasında hiçbir fark yoktur.

Hakem kararlarına karşı iptal davası açılması kararın icrasını durdurmaz. Ancak taraflardan birinin talebi üzerine hükmolunan para veya eşyanın değerini karşılayacak bir teminat gösterilmek şartı ile kararın icrası durdurulabilir.

Tahkim anlaşması taraflar gibi halefleri de bağlar. Tahkim sözleşmesine rağmen, dava mahkemede açılırsa bu ilk itiraz olarak ileri sürülecektir. Mahkeme bu talebi değerlendirerek davada görevsizlik kararı verilir. İlk itiraz süresi içinde tahkim itirazı ileri sürülmezse mahkeme uyuşmazlığı çözebilir ve taraflar buna karşı koyamaz.  Mahkemenin yanında tahkim yolunun da kararlaştırılmış olması halinde uyuşmazlık mahkemede de çözümlenebilir.

Tahkim anlaşmasına karşı, asıl sözleşmenin geçerli olmadığı itirazında bulunulamaz. Tahkim anlaşmasının mevcut veya geçerli olmadığına ilişkin itirazlarda dâhil olmak üzere hakem veya hakem kurulu kendi yetkisi hakkında karar verebilir.

Tahkim sözleşmesinin bulunması halinde tarafların ilamsız icra yoluna başvurması mümkündür.

Bu Yazıya Tepkiniz Ne Oldu?
  • 0
    be_endim
    Beğendim
  • 0
    alk_l_yorum
    Alkışlıyorum
  • 0
    e_lendim
    Eğlendim
  • 0
    d_nceliyim
    Düşünceliyim
  • 0
    _rendim
    İğrendim
  • 0
    _z_ld_m
    Üzüldüm
  • 0
    _ok_k_zd_m
    Çok Kızdım

Bültenimize Katılın

Hemen ücretsiz üye olun ve yeni güncellemelerden haberdar olan ilk kişi olun.