ALDATMA(HİLE)
Karşı tarafın kasten saik hatasına düşürülmesi olarak tanımlanır.
a. Karşı Tarafın Aldatması
Taraflardan biri, diğerinin aldatması sonucu bir sözleşme yapmışsa, yanılması esaslı olmasa bile, o sözleşmeyle bağlı değildir. Bu durum için gerekli şartlar:
I. Aldanan taraf, sözleşme yapma hususunda karşı tarafın davranışı ile yanıltılmış olmalıdır.
Aktif veya pasif bir hareketle gerçekleşebilir, dürüstlük kuralına aykırılık aranır.
II. Karşı tarafı yanıltan davranış kasten yapılmış olmalıdır.
Kast ile beraber ihtimalî kast niteliğinde olan, diğer tarafı yanıltabileceğini bilme halinde de, aldatmanın varlığı kabul edilir. Ancak bu sonucu bilmesi gerekmesi yeterli değildir.
III. Aldatma sözleşmenin yapılmasına sebep olmalıdır.
Hiç yapılmayacak sözleşmenin yapılmasını sağlayan aldatmaya aslî aldatma, başka şartlarda yapılacak sözleşmenin mevcut şartlarla yapılmasını sağlayan aldatmaya fer’i aldatma denir.
IV. Aldatma teşkil eden davranış, sözleşmenin tarafı veya sözleşmenin yapılmasında yardımından yararlandığı bir kimse tarafından yapılmış olmalıdır.
b. Üçüncü Kişinin Aldatması
Üçüncü bir kişinin aldatması durumunda yukarıda belirtilen ilk üç şart ile beraber, karşı tarafın bu aldatmayı bilmesi veya bilmesinin gerekli olması şartı aranır. Bu şart olmazsa da aldatılan taraf, yanılma hükümlerinden faydalanabilir. Önemli bir nokta, üçüncü kişilerden kastın bir tarafın sözleşmenin yapılması sırasında yararlandığı kimseler olmadığıdır. Bu kişilerin yaptığı aldatmada, tarafların aldatmayı bilmesi şartı aranmaz.
Aldatmanın Sözleşmeye Etkisi
Yukarıda belirtilen şartların bulunması halinde aldatmaya maruz kalan taraf, o sözleşme ile bağlı olmaz. Yine 1 yıllık zamanaşımı süresi ve düzelebilir hükümsüzlük söz konusudur.
Önemli bir nokta, aldatmaya maruz kalanın bu yüzden uğradığı zararı tazminin zorunlu olmasıdır. Sözleşmeye onay vermiş olma, tazminattan feragat anlamına gelmez. Sözleşme tarafının kendi aldatmasından veya yardımcılarının aldatmasından sorumluluğu culpa in contrahendo, üçüncü kişinin aldatması ise haksız fiil esaslarına tâbi olur.
Baskın görüş, sadece olumsuz zararların tazmininin istenebileceği şeklinde olsa da olumlu zararın da istenebileceği savunulmaktadır.