Vedia Akdi (Depositium)
Vedia akdi, bir taşınır malın ücretsiz olarak saklamak ve muhafaza etmek için başka bir kişiye verilmesidir. Bu akit ücretli yapılırsa vedia olmaktan çıkar ve istisna akdi olur. Vedia akdinde malın yalnızca elde bulundurmasının (detentio’sunun) nakli gerektiğinden malı verenin malik olması şart değildir. Başkasının malı da vedia olarak verilebilir. Ayni akit olan vedia akdi de consensus + res formülüne göre oluşur. Vedia akdinin konusunu yalnızca taşınır mallar oluşturur. Bunun sebebi vedianın yalnız taşınır malları korumak için doğmuş olmasıdır. Eğer gayrimenkul malla ilgilenilmesi isteniyorsa bu vekalet akdinin konusu olur. Vedia, eksik iki taraflı bir iyiniyet akdidir. Vedia alan her zaman borçludur. Vedia alan malı kullanamaz. O, malı saklamak ve istendiğinde geri vermek borcu altındadır. Vedia gayri misli mal ödüncüdür ve parça borcu doğurur. Vedia veren verdiği mal dolayısıyla karşı taraf zarara uğramışsa bundan sorumlu olurdu.
Vedia akdinde alanın menfaati bulunmadığından sorumluluk derecesi de azdır. Klasik hukukta vedia alan yalnızca kastından sorumluyken, Iustinianus hukukunda ağır ihmal kasta eşit sayıldığından ağır ihmalinden de sorumlu olurdu. Ancak vedia alan malı kullanmışsa sorumluluk derecesi artar ve hafif ihmalinden de sorumlu olurdu. Vedia alan malı iade etmezse veya malı iade etse bile mala saklarken zarar vermişse bu zararları karşılamak için kendisine karşı actio depositi directa açılırdı. Vediadan mahkumiyet şerefsizlik ile sonuçlanırdı. Vedia akdi vedia verenin menfaatine yapıldığından vedia verenin sorumluluğu ağırdır ve bütün kusurlarından sorumludur. Vedia veren vedia alanın yalnızca fevkalade masraflarını değil zorunlu masraflarını da karşılamak zorundadır. Bunun nedeni vedia verenin akitten menfaatinin bulunmasıdır.
Özel Vedia Halleri: Bunlar 3 tanedir:
a- Zorunlu veya Sefil Vedia : Zorunlu vedia, karışıklık veya yangın gibi çaresiz anlarda güvenilir kişiyi seçme serbestisi olmadan vedia yapılmasıdır. Burada vedia alanın sorumluluğu çok ağırdır. Zorunlu durumlarda kendisine vedia verilen kişi, malı iade etmezse hain gibi görülür ve kendisinden malın değerinin iki katı alınırdı.
b- Usulsüz veya Düzensiz Vedia: Bu tür vedia, misli bir eşyanın nev’en belirlenerek evdi edilmesi halidir. Burada adi vediadan farklı olarak mal nevi borcu doğuracak şekilde tevdi edilmektedir. Bunun en önemli hali para vediasıdır. Bir miktar para saklanmak üzere birine tevdi edilmişse ve karşı tarafa gerektiğinde bunu kullanma yetkisi verilmişse bu usulsüz vediadır. Burada bir nevi borcu vardır. Vediayı alan o paranın maliki haline gelir. Usulsüz vediaya misli eşyada konu olabilir. Burada vediayı alan alınan malı değil, aynı nevi ve miktar malı geri verme borcu altına girer.
Usulsüz vediada da karz akdinde olduğu gibi malın mülkiyeti geçer fakat usulsüz vediayı karzdan ayıran bazı farklar bulunmaktadır. Bunlar: Karzda menfaat alandadır, usulsüz vediadaysa esas menfaat parasını muhafaza ettirmek isteyen vedia verendedir.
Karz bir dar hukuk akdiyken, vedia iyiniyet akdidir.
Aile evlatlarına usulsüz vedia yapılması halinde senetus kararı uygulanmazken, karz akdinde bu karar uygulanırdı.
Adi ve usulsüz vedia arasındaki farksa, usulsüz vediada bırakılan malın mülkiyetinin geçmesi ve vedia alanın nevi borcu altına girmesidir.
c- Yediemine Tevdi: Yediemine tevdi, iki veya daha fazla kişinin aralarında hiç birisinin tasarrufunda bulunmasını istemedikleri ihtilaflı bir malı muhafaza etmesi için 3. bir kişiye vermesidir. Yediemine tevdinin adi vediadan farkı, konusunun sadece menkul mal değil, gayrimenkul mal da olabilmesidir. Ayrıca yediemin aldığı malın zilyedi olur ve zilyetlikten doğan davaları açabilir. Yediemin ihtilaf sona erince malı iadeyle yükümlüdür.