OLAY-1
(D)’nin elma bahçesindeki elmaları toplamak işini üzerine alan (K) bu işi kölelerinin yardımıyla yapmıştır. Bu arada (K)’nun kölelerinden birisi toplanan elmalardan 3 çuvalını gizlice alıp götürmüştür
SORU: Kölenin bahçedeki elmaları gizlice alması ne tür bir hukuki netice doğurur? Bu durumda kim, kime karşı hangi davaları ne taleple açabilir?
CEVAP: Burada iki tür sorumluluk ortaya çıkar. Bunlar haksız fiil sorumluluğu ve akitten doğan sorumluluktur. akitten doğan sorumluluk olayın geçtiği devire göre değişirdi. Klasik devirde müteahhidin, yani (K)’nın custodia sorumluluğu vardır. Kölenin elmaları çalması sürekli gözetimle önlenebileceği için müteahhit akitten dolayı sorumlu olurdu. Iustinianus devrinde bütün kusurlarından sorumlu olacağı için (K) burada sorumlu olmazdı, zira kusuru bulunmamaktaydı.
Ancak akdin ifası için yardımcı şahıs çalıştırdığından dolayı bu kişilerin verdiği zararlardan müteahhit kusursuz olsa bile sorumlu olacağı için (K) bundan sorumlu olurdu. Burada (D) akitten doğan zararları karşılamak için (K)’ya dava açarak zararının tazminini isterdi. Köle elmaları gizlice aldığı için hırsızlık suçu işlemektedir ve bundan dolayı (K)’nın ayrıca haksız fiil sorumluluğu vardı. Çalınan mallardan dolayı (D) actio furti’yi açarak malın değerinin 2 katını talep edebilirdi.
Bu dava (K)’ya karşı açılırdı, bunun nedeni kölelerin hak ehliyetinin bulunmamasıdır. Ayrıca Roma’da köleler haksız fiillerinden sorumlu oldukları için efendilerine karşı actio noxalis açılabilirdi. Bu davada kölenin sahibinden zararın ödenmesi istenirdi. Bu durumda efendi, yani (K) ya köleyi zarar görene teslim ederdi yada bizzat fiili kendisi işlemiş gibi cezayı öderdi.
OLAY-2
Antonius kendisine ait bağdan üzüm elde edip, şarap imal etmek üzere Cladius’a kendisiyle çalışmasını teklif eder. Cladius parası olmadığını fakat bu konuda tecrübesi ile yardımcı olabileceğini söyleyerek teklifi kabul eder. Şarap imali için gerekli malzemeyi Brutus adındaki kişiden alan Antonius, bunları 150 sesters karşılığında araziye taşıması için Ovidius ile anlaşır. Antonius ertesi gün araziye geldiğinde bazı saklama fıçılarının delik, bir kısım malzemenin de eksik olduğunu görür. Antonius’un bu tür alışverişlerinden rahatsız olan Cladius bir ay çalıştıktan sonra ortaklığı bozmak istediğini söyler.
SORU: Antonius ile Cladius arasındaki hukuki ilişki nedir? Geçerli midir? Özelliklerini ifade ederek açıklayınız.
CEVAP: Bu hukuki ilişki şirket akdidir. Şirket akdinin kurulabilmesi için iki yada daha fazla kişinin emek yada mallarını birleştirmesi ve bunları meşruu bir kazanca yönlendirmek için iradelerini karşılıklı ve birbirine uygun açıklamaları gerekir. Olayda bunlar olduğu için akit geçerlidir. Her ortak şirketin amacına varmaya yönelen işlemi tek başına yapabilir, yani şirketi tek başına temsil edebilir. Ancak doğrudan temsil olmadığı için muamelenin hükümleri yalnız o ortağı ilgilendirir. Diğer bir deyişle sadece o ortak borç altına girer ve hak elde eder.
3.kişiler yapılan sözleşmeden dolayı şirkete veya diğer ortaklara dava açamazlar, yalnızca sözleşmeyi yapan ortağa dava açabilirler. Muameleyi yapan ortak elde ettiklerini şirketin diğer ortaklarına hisseleri oranında devretmelidir. Ortak yaptığı masrafları ve zararlarını diğer ortaklardan alabilir
SORU: Antonius ve Brutus arasında hangi akit yapılmıştır? bu akitten hangi tür borç doğabilir? Tarafların borçları ve sorumlulukları nasıl düzenlenmiştir?
CEVAP: Taraflar burada alım-satım akdi yapmışlardır. Bu rızai bir akit olduğundan dolayı tarafların anlaşmasıyla meydana gelir. Bu akitte alıcı belirlenen parayı ödemek,
satıcıysa malın rahat zilyetliğini sağlama borcu altına girer. Alıcı maldan rahatça istifade ettiği sürece malik olmamış olsa bile satıcıya karşı bir iddiada bulunamaz her iki tarafında borçları ve menfaatleri bulunduğu için sorumlulukları eşittir. Klasik dönemde beklenmedik hallerden bile sorumlu olurlarken, Iustinianus döneminde tüm kusurlarından sorumlu olurlardı.
Alım-satım akdinden parça veya nevi borcunun doğması tarafların iradesine bağlıdır. Olayda malzemeler dükkandan alındığı için açıkça anlaşılmamakla beraber, malzemeler ferden tayin edilmişse parça borcu, nev’en tayin edilmişse de nevi borcu doğar.
SORU: Antonius ve Ovidius arasında hangi akit meydana gelmiştir? Akitten doğan borçlar, tarafların sorumluluğu ve akdin meydana gelmesi için gerekli olan koşulları ifade ediniz.
CEVAP: Burada istisna akdi vardır. Çünkü taşıma belli bir süreyle sınırlandırılmamıştır ve taşıma işi bir kereye mahsus olarak yapılmaktadır. Burada taraflar açısından önemli olan neticenin meydana getirilmesidir. Bu bir rızai akit olduğundan akdin kurulması için gerekli olan koşul sadece tarafların bu konuda anlaşmasıdır. Burada taraflardan biri parayı vermekle diğeri ise neticeyi meydana getirmekle sorumludur. Taraflar menfaatleri olduğu için klasik devirde beklenmedik hallerden bile sorumluyken, Iustinianus devrinde bütün kusurlarından sorumlu olurlardı.
SORU: Bir kısım malzemenin eksik ve fıçıların delik olması sebebiyle Antonius ihtimallere göre kime hangi sebeple başvurabilir? Hangi hukuki imkanları kullanabilir? İzah ediniz.
CEVAP: Burada durum malların eksik ve fıçıların delik olmasının kimden kaynaklandığına göre değişecektir. Bu durumda olayda eksik ifa ve ifada ayıp söz konusudur. Eksik ifa ve ifada ayıp, taşıyan tarafından yapılmışsa istisna akdine göre çözüm aranacaktır. Alıcının istediği kişiyi malı verdiğinden dolayı satıcının sorumluluğu yoktur, malı taşıyanın sorumluluğu vardır. Bu kişi istisna akdinden kaynaklanan davaya göre zararı tazmin edecektir.
Eksik ifa ve ifada ayıp satıcıdan kaynaklanıyorsa çözüm alım-satım akdine göre bulunur. Alım-satımdan kaynaklandığı için fıçıdaki delikler için maddi ayıp hükümleri uygulanır. Maddi ayıp, maldaki eksikliklerdir. Bir malın bozuk, sakat, hasta olması gibi. Bu durumda alıcının iki davadan birini seçmek hakkı vardır.
1- Akdin feshi davasını açarak malı iade eder ve verdiği bedeli geri alabilirdi. Bu davanın 6 ay içinde açılması gerekmekteydi.
2- Semenin tenzili davasını açarak bedelin maldaki ayıp nispetinde indirilmesini isteyebilirdi. Bu davanın ise 1 yıl içinde açılması gerekmekteydi.
Eksik ifada da iki durum bulunmaktadır:
a- Satıcı bunu bilerek ve isteyerek yapmışsa akitten doğan sorumluluğu oluşurdu ve alım-satım akdinden doğan dava açılır ve tazminat talep edilirdi.
b- Borç parça borcuysa ve bu edim satıcının kusuru olmadan ortadan kalmışsa satıcının malı teslim borcundan kurtulma imkanı vardır. Bu durum araştırılmalıdır.
SORU: Cladius’un ortaklığı bozma isteğinin aralarındaki ilişkiye etkisini ve elde edilen malların ve akitlerin sonuçlarını değerlendirerek ifade ediniz.
CEVAP: Şirket, ortakların varlığına tamamen bağlı olduğundan her hangi bir ortağın ayrılmasıyla ortaklık ve şirket sona erer. Ayrıca şirket belirlenen amaç elde edilince veya bir
süre belirlenmişse bu sürenin bitmesiyle de sona erer. Şirket sona erince elde edilmiş olan mallar üzerindeki müşterek mülkiyet sona ermez. Bunun için şirket akdinden doğan davadan ayrı olarak müşterek mülkiyetin izalesi davasının açılması gerekir. Bu dava sonunda her ortak payı nispetinde mal alır.
Ortaklardan biri temsilci sıfatıyla yaptığı akitlerdeki masraflarını diğer ortaklardan talep edebilirken, diğer ortaklar da temsil eden ortak sorumluluklarını terine getirmemişse, yani kusuru varsa oluşan zararları isteyebilirlerdi.
Şirket akdinde her ortak şirket işlerinde kendi işlerindeki dikkat ve ihtimamı göstermekle yükümlüdür. Burada sorumluluk diğer akitlere oranla daha hafiftir. Bunun nedeni şirket akdinde ortakların birbirlerini tanıyarak bu işe girmeleridir. Bu yükümlülük yerine getirilmemişse ortaya çıkan zararların tazmin edilmesi gerekir. Bu ise şirket akdinden doğan davayla olur.
Roma Hukuku Bazı Pratik ve Test Çalışmaları
Diğer Pratik ve Testler İçin Tıklayınız.