ÖRF VE ADET HUKUKU
- En önemli özelliği yazılı olmayan hukuk kuralıdır.
- Bölgeden bölgeye göre değişir.
- Süreklilik vardır. Nesilden nesile aktarılır.
- Uyulması zorunlu sayılan kurallardır.
- Örneğin kız isteme merasimi, kahve yapımı, nişan yüzüğü takılması, düğünde hediye verilmesi… gibi.
- Her örf ve adet kuralı örf ve adet hukuku değildir. Bunun için süreklilik, genel inanç, devlet yaptırımı unsurları gerekir.
Örf ve Adet Hukuku Unsurları
- Süreklilik,
- Genel inanç,
- Devlet yaptırımı,
1) Maddi Unsur – Süreklilik Niteliği
Örf ve âdet Hukuk’unun maddi unsuru denildiğinde, örf ve âdet kuralının uzun zamandan beri kesintisiz olarak uygulanıyor olması, yani süreklilik niteliği anlaşılır.
Bir örf ve âdet kuralının hukuk niteliği taşıması için bu unsur gereklidir.
Örf ve âdet hukuku kurallarına, özellikle de kanun koyucunun öngöremediği sosyal, ekonomik ve teknolojik gelişmelerden kaynaklanan kanun boşluğu hâllerinde ihtiyaç duyulur.
Süreklilik unsurunu, ilgili örf ve âdetten öncesinin bilinmemesi şeklinde ele alırsak, birtakım sosyal, ekonomik veya teknolojik gelişmelerin takibinde toplumda istikrarsızlık ortaya çıkar. Bu da davranışların örf ve âdet hukuku sayılmasını olanaksızlaştırır. Böyle bir sonuç ise hukuki sorunları çözen kanun koyucunun amacına terstir.
Söz konusu örf ve âdetin süreklilik unsurunu taşıyıp taşımadığına hâkim karar verir.
2) Manevi Unsur (Uyma Zorunluluğu Konusunda Genel İnanış)
Bir örf ve âdet kuralının hukuk kuralı sayılması için, toplumda bu kurala uymanın zorunlu olduğu konusunda bir inanışın mevcut olmalıdır.
Toplumu oluşturan bireyler, bu kurala uymadıkları takdirde bir yaptırıma tabi tutulacakları düşüncesinde olmalı ve böylelikle bu kuralı yaşatmak için çaba göstermelidirler.
Örf ve adet kuralları toplum tarafından mantık çerçevesinde olduğu inancı vardır ama mantıklı olmayan bir örf ve âdet kuralı dahi manevi unsur taşıyabilir. Fakat ahlak kurallarına ters düşen veya bir baskı grubu tarafından topluma dayattırılmaya çalışılan bir örf ve âdet kuralı, bu özelliği taşımaz.
Genel bir inanışın olması gerekse de bu sadece toplumun genelinde yaygın olan örf ve âdet kurallarının hukuk kuralı sayılacağı anlamına gelmez.