İslam hukuku dinsel kökenli (İslam dininden kaynaklanan) hukuk kurallarını ve bunların uygulanma esaslarını tanımlar. Kimi zaman Fıkıh bilimi ile aynı anlamda kullanılır. Bazen de Şeriat kavramı kastedilmektedir.
Tanım ve Kapsam
Fıkıh üç ana kısma ayrılır:
- 1. Muamelat (İşlemler)
- 2. Ukubat (Yaptırımlar/Cezalar)
- 3. İbadat (ibadetler).
“İslam Hukuku” ifadesi ile aslında Fıkıh içerisindeki Muamelat ve Ukubat alanları kastedilmektedir. Muamelat, alanına ve konusuna bakılmaksızın her tür hukuki işlemi inceler ve düzenler. Ukubat ise yine alan ve konu ayrımı yapılmaksızın cezalarla ve (aslında daha geniş olarak ve daha doğru bir karşılıkla) yaptırımlarla ilgilenir.
İbadat (ibadetler) alanı Fıkıh içerisinde yer almakla birlikte hukukun ilgi alanı içerisine girmediği için ayrı bir kategori olarak değerlendirilir. Münakahat (nikah, aile hukuku) ise Osmanlı döneminde Mecelle ile birlikte eklenmiş ancak sınıflandırmada genel kabul görmemiştir.
“Fıkıh” adı verilen İslam Hukuk Bilimi’nin gelişmesiyle ortaya çıkmıştır. Fıkıh, kanunların teorik ve pratik uygulama çalışmalarına verilen isimdir. Fıkıh bilginlerine “Fakih” denir. Devlet yetkisine dayalı bir yasama faaliyeti yoluyla konulmamıştır, bilimsel doktrin niteliğinde daha çok medreselerde oluşmuştur. Fakihlerin bilimsel öğretileri sonucu ortaya çıkmaktadır. Akıl yürütme ve mantık ilk dönemlerde yoğun olarak kullanılmıştır.
İslam Hukuk Usulü (Yöntemi)
1. İcma: Görüşleri toplamak, görüş birliğine varmak.
2. Kıyas: Benzer örnekleri karşılaştırma yoluyla sonuç çıkarma. Sorunu çözerken ona çok benzeyen önceki örnek olaylardan yararlanılır (Örnekseme).
Meseleleri ayrı ayrı inceleyerek geliştirilen hukuki çözümlerin bir araya toplanmasıyla oluşmuştur. Bu bakımdan her meseleye ilişkin bir hukuk kuralı ortaya konmaktadır (fetva).