1. Anasayfa
  2. 3.Sınıf

Adli Yardım Nedir? Kimler Yararlanabilir?

Adli Yardım Nedir? Kimler Yararlanabilir?

Adli Yardım

Yargılama giderlerini, kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma sokmaksızın kısmen ya da tamamen ödeyemeyecek durumda olup da haklı oldukları yolunda peşin en bir kanaat uyandıran kişilere yargılama giderlerini ödemekten geçici olarak muafiyet tanınır ve adli yardımdan yararlanılır.

Adli yardım, icra takipleri ile geçici hukuki korumalar, idari yargı, ceza mahkemeleri ve askeri mahkemelerde de uygulanır.

a. Adli Yardımdan Yararlanabilecek Kişiler

Kural olarak, maddi sıkıntı içindeki gerçek kişileri korumak amacıyla getirilmiştir. Avukatın müvekkili adına; vasi, kayyım ve kanuni temsilcilerinde adlarına hareket ettikleri kişiler yararına adli yardım talebinde bulunmaları mümkündür.

Ayrıca kamuya yararlı dernek ve vakıflarda adli yardımdan yararlanabilir.

Yabancı kişilerde mütekabiliyet esasına göre adli yardımdan yararlanmaları mümkündür.

b. Yararlanabilme Koşulları

  • Yoksulluk Koşulu (Maddi Tehlikeye Düşme Tehlikesi)

İlk koşul ekonomik sıkıntı, geçim bakımından zaruret hali, yani yoksulluktur. Buna göre kendisi ile ailesinin geçimini önemli ölçüde sıkıntıya düşürmeksizin gerekli yargılama giderlerini, kısmen veya tamamen karşılayabilecek durumda olmayan kimseler yoksul sayılırlar. Burada önemli olan yargılama ve takip için gerekli giderleri yapmakla önemli ölçüde sıkıntıya düşülüp düşülmeyeceğidir.

Adli yardım sadece sürekli geçim sıkıntısı içinde olan yoksul kişiler için değil, ortalama geçim düzeyine sahip olmakla birlikte bir yargılama ve takip sebebiyle yapmak zorunda kaldığı giderlerden ötürü önemli ölçüde maddi sıkıntıya düşecek olan kişiler için de başvurulabilecek bir yoldur.

Kamuya yararlı dernek ve vakıflar da ise, bunların olağan gelirleri, borçları, harcamaları, ve yaptıkları faaliyetleri göz önünde alınarak, yargılama giderlerini ödemek açısından zorluk içinde bulunup bulunmadıkları araştırılmalıdır.

  • Haklılık Koşulu

İkinci koşul ise asıl davadaki taleplerin açıkça dayanaktan yoksun olmamasıdır. Başka bir deyişle iddia ve savunmada açıkça haksız durumda bulunmamak ve haklı olduğu yolunda hakimde yaklaşık bir kanaat oluşturabilmek gerekir. Adli yardım talebi ile ilgili yargılamada asıl yargılamada haklı olunduğunun tam olarak ispatlanması gerekmez.

Haklılık koşulu, iddia ve savunmada, yapılacak takipte başarılı olma ümidinin bulunması şeklinde anlaşılmalıdır. Bu incelenirken, ilk bakışta asıl yargılamada veya takipte başarı şansının, kaybetme şansına göre daha fazla olup olmadığı araştırılmalıdır.

c. Adli Yardım Usulü

  • Görev ve Yetki

Adli yardım talebi, asıl yargılamaya bakmakla görevli daire ya da asıl yargılamaya hali hazırda bakmakta olan daire tarafından sonuçlandırılır.  Aynı kural geçici hukuki korumalar tarafından da geçerlidir. İcra ve iflas takiplerinde ise, takibin yapılacağı yerdeki icra mahkemesinden adli yardım talep edilir. Sonuç olarak asıl dava, talep veya işin görüleceği görevli ve yetkili mahkeme adli yardım talebi hakkında da karar verilecektir.

  • Talep ve İnceleme Usulü

Adli yardım talebi, yargılamanın yapılacağı mahkemenin bağlı olduğu yargılama usulüne bağlı olduğu yargılama usulüne uygun olarak, mahkemeye iletilecektir. Talepte bulunan kişi asıl davadan önce adli yardım talebinde bulunuyorsa, asıl talep ve davasını somut olarak ayrıca iddialarını özet olarak belirtmelidir. Bu haklılık ve yoksulluk koşullarının incelenebilmesi için zorunludur.

Adli yardım talebinde bulunan, yargılama giderlerini karşılayabilecek durumda olmadığına ilişkin yeterli açıklama ve buna ilişkin delil ve belgeleri de mahkemeye sunmalıdır.

Adli yardım talebine ilişkin evrak, her türü harç ve vergiden muaftır.

Yargılamanın sonuna kadar adli yardım talebinde bulunulabilir. Keza kanun yollarına başvuru sırasında da adli yardım talebinde bulunulabilir.

Adli yardım talebi üzerine mahkemenin yapacağı inceleme bir çekişmesiz yargı işidir ve kendiliğinden araştırma ilkesi geçerlidir.

Hâkim mali gücüyle ilgili ispat konusunda tam bir kanaate sahip olmalıdır. Ancak haklılık koşulunun ispatında ise, başarılı olma ümidinin mevcut olup olmadığını inceler. Yani haklılık koşulunun ispat ölçüsü yaklaşık ispattır.

d. Adli Yardım Kararı ve Etkileri

Adli yardım talebinin reddine ilişkin kararın tebliğinden bir hafta içerisinde kararı veren mahkemeye dilekçe ile itiraz edilebilir. Kararına itiraz edilen mahkeme, itiraz incelemesi için dosyayı kendisinden sonraki numaradaki daireye, son numaralı daire ilk numaralı daireye, hukuk mahkemesinin tek dairesi olması hainde ise, aynı işlere bakmakla görevli en yakın mahkemeye gönderilir.

İtiraz incelemesi sonunda verilen karar kesindir.

Talebin reddine karar verilmesi halinde, ortaya çıkan yeni sebeplere dayanılarak ya da ödeme gücünde sonradan meydana gelecek ciddi azalmaya dayanılarak tekrar talepte bulunulabilir.

Adli yardım talebinin kabulünden sonra, kasten yanlış bilgi verilerek adli yardım talebinde bulunulduğunun anlaşılması ya da kişinin maddi durumunun iyileştiğinin anlaşılması halinde adli yardım kararı kaldırılabilir.

Adli yardım kişiye özgüdür. Mirasçıları, cüzi halefleri ve feri müdahil bundan yararlanamaz.

Adli yardım hükmün kesinleşmesine kadar devam eder. Ancak sağlanan adli yardım, daha önce yapılan masrafları kapsamaz. Adli yardım kararını etkileri aşağıda sayılmıştır.

  • Yapılacak tüm yargılama ve takip giderlerinden geçici olarak muafiyet
  • Yargılama ve takip giderleri için teminat göstermekten geçici muafiyet
  • Dava ve icra takibi sırasında yapılması gereken tüm giderlerin Devlet tarafından avans olarak ödenmesi
  • Davanın avukat ile takibi gerekiyorsa ücret sonradan ödenmek üzere bir avukat temini

Görüldüğü üzere adli yardım, yargılama ve takip giderlerini karşılamakta ancak geçici bir muafiyet sağlamaktadır.

Vekil atanmasına karar verilmesi halinde o yerdeki barodan bir avukatın görevlendirilmesini ister.

Adli yardım kararı, bundan yararlanan kişiye geçici bir muafiyet sağladığından, bu karar ile ertelenen ve devlet tarafından avans olarak verilen yargılama giderleri, dava sonunda haksız çıkan taraftan tahsil edilir.

Adli yardımdan yararlanan taraf, davayı kazanırsa, karşı taraf önce adli yardım nedeniyle ertelenmiş olan, bütün yargılama giderlerini de ödemeye mahkûm edilir. Avukat görevlendirilmesine karar verilmiş ise, avukatın ücreti Hazine tarafında ödenir.

** Adli yardımdan yararlanan taraf, davayı kaybetmesi durumunda, karşı tarafın yaptığı yargılama giderleri ile birlikte adli yardım kararı nedeniyle ertelenen ve Devlet tarafından avans olarak verilen tüm giderleri de ödemek zorunda kalacaktır.  Çünkü adli yardım ile sadece geçici bir muafiyet sağlanmaktadır. Ertelene bu giderler maliye aracılığıyla tahsil edilir.

Ancak bu giderleri ödeme halinde mağduriyete neden olunacağı açıkça anlaşılırsa mahkeme kısmen veya tamamen muafiyet kararı da verebilir.

e. Avukatlık Kanununda Adli Yardım

Asliye mahkemesi bulunan ve avukat sayısı beşten fazla olan her yerde, baro tarafından adli bir yardım bürosu kurulur. Baroların adli yardım bürosu, kendisine vekil tayin edilmesine karar verilmiş olan tarafa, bu karar doğrultusunda bir avukat tayin eder.

Adli yardım bürosu, adli yardım talebinin mahkemece kabulü üzerine davayı takip etmek ve sonuçlandırmakla yükümlüdür.

Herhangi bir karar alınmasına gerek olmaksızın, kendisine bir avukat tutacak maddi imkânı olmayan kimseler, doğrudan baroya başvurarak adli yardım talep edebilirler.  Buradaki adli yardım, o kişiye mahkemelerde yardımcı olmak üzere bir vekil tayin edilmesi ile sınırlıdır.

Bu Yazıya Tepkiniz Ne Oldu?
  • 0
    be_endim
    Beğendim
  • 0
    alk_l_yorum
    Alkışlıyorum
  • 0
    e_lendim
    Eğlendim
  • 0
    d_nceliyim
    Düşünceliyim
  • 0
    _rendim
    İğrendim
  • 0
    _z_ld_m
    Üzüldüm
  • 0
    _ok_k_zd_m
    Çok Kızdım

Bültenimize Katılın

Hemen ücretsiz üye olun ve yeni güncellemelerden haberdar olan ilk kişi olun.