Adi Senetler
Resmi bir makam veya memurun katılımı olmaksızın hazırlanmış senetlerdir. Senet metninin taraflarca imza edilmesi yeterlidir. Resmi ya da adi senedin ispat gücü açısından herhangi bir farkı yoktur. Aralarındaki fark senet inkâr edildiğinde ortaya çıkar. İmzalı bir mektup, senedin diğer unsurlarını taşıyorsa senet vasfını haizdir.
Adi Senetlerin İspat Gücü
Adi bir senedin kesin delil teşkil etmemesi senedin sahte olmasına bağlıdır. İmza sahibi bu imzasına itiraz etmezse mahkeme bu senedi kesin delil olarak kabul eder.
Adi Senetler Hakkında Sahtelik İddiası
Adi senetteki imza veya yazı, sahibi tarafından inkâr edilirse bu mahkemece karar verilene kadar herhangi bir işleme konu edilmez. Kesin delil olarak kullanılmaz. O senede dayanılarak verilmiş olan ihtiyati tedbir, o senetteki sahtelik iddiasından etkilenmez. Bu hüküm ihtiyati hacizleri kapsamaz. Bir belgenin sahteliğini iddia eden kimse, bunu aynı mahkemede ön sorun yapabileceği gibi bu konuda ayrı bir dava da açılabilir. Ancak bu usul ekonomisine aykırı olup, güncel bir hukuki yarar yokluğundan dava reddedilir.
*** Kişinin kendi iradesiyle karşı tarafa vermiş olduğu açığa atılan imzayı taşıyan bir belgenin aradaki anlaşmaya aykırı doldurulduğu iddiası,
Şirketin borçlusu olduğu bir senet altındaki imzanın yetkili imza olmadığı iddiası,
Şirket müdürünün veya temsilcisinin yetkisini kötüye kullanarak senet düzenlemiş olduğu ve senedin gerçekte borç olmadığı halde düzenlenmiş olduğu (bedelsiz olduğu) iddialarına dayanan menfi tespit davasında “sahtelik iddiası söz konusu değildir.”
Adi Senetlerde Sahtelik İddiasının İncelenmesi
İmza inkârı üzerine mahkemenin imzanın sahte olup olmadığı konusunda kendiliğinden araştırma yapması gerekir. Hâkim kanundaki sırayı izlemek zorundadır.
– Hâkim öncelikle yazıyı ve imzayı inkâr eden tarafı isticvap eder. İsticvap duruşmasına gelmezse senetteki imzayı ikrar etmiş sayılır. Gelirse hâkim açıklama yaptırır ve bir kanaate ulaşmaya çalışır.
– İsticvapta bir kanaat edinmemişse mahkeme huzurunda yazı yazdırıp imza attırmak suretiyle elde ettiği bilgi ve delilleri değerlendirerek karar vermeye çalışır.
– Hâkim yaptığı karşılaştırma ile de sonuca varamamışsa bilirkişi incelemesine karar verir.
**Bir senedin sahte olduğuna dair karar kesinleştikten sonra, altına sahte olduğu yazılarak senet iptal edilir. Resmi senetlerde, senedin ilgili dairedeki aslı da bu yolla iptal edilir.
Resmi senetteki imza veya yazı inkâr edildiğinde hükmolunacak harç miktarı iki katı uygulanır.
Adi Senetlerdeki Sahtelik İddiasının Sonuçları
Adi senetteki imza veya yazı, sahibi tarafından inkâr edilirse, bu mahkemece karar verilene kadar, o senet herhangi bir işleme esas alınmaz. Ancak senede dayanılarak verilmiş olan ihtiyati tedbir, o senet hakkındaki sahtelik iddiasından etkilenmez.
İmza veya yazı inkârı menfi tespit davası niteliğinde olan ayrı bir sahtelik davasıyla ya da açılmış bir davada sahtelik iddiasıyla savunma şeklinde de ileri sürülebilir. Sahteliği iddia olunan senet, nu iddianın ileri sürülmesi (veya davanın açılması) üzerine hiçbir işleme esas alınamayacağından, o senede dayanılarak yürütülmekte olan işlemler de olduğu yerde durur. Bu sonuç adi senette sahtecilik suçundan dolayı kamu davası açılmasıyla da doğar.
Dava açıldığında veya sahtelik iddiasında bulunulduğuna dair belgenin icra dairesine ibrazı üzerine icra müdürünün, sahteliği iddia olunan senede dayanılarak başlatılmış bulunan takibi durdurması gerekir. HMK m.209 maddesindeki “o senet hiçbir işleme esas alınmaz” şeklindeki hükmün uygulama bakımından muhatabı, o senedi işlemine esas almakta olan, işlemi yapan makamdır. Bu hükmün kapsamına icra işlemleri girdiği halde, icra işlemlerinin durması için ihtiyati tedbir kararına gerek yoktur.
Kötü niyetle, haksız yere sahtelik iddiasında bulunulmuş ve işlemlerin durdurulmuş olması ihtimaline karşı da karşı taraf lehine tazminata ve ertelenen her bir duruşma için celse harcına hükmolunabileceği düzenlenmiştir.
HMK m.209 da imza inkârına dayanan sahtecilik iddiası veya davası ile yazı (metin) inkarına dayanan sahtelik iddiası veya davasının sonucu bakımından hiçbir ayırım yoktur.