5-Medeni Usul Hukuku/YARGI
1

YARGI

 YARGI KAVRAMI 

Yargı genel anlamda devletin hukuk düzeninin devam etmesi ve kişilerin sübjektif haklarının korunması amacını güden faaliyettir. Yargıyı şekli ve maddi anlamda iki şekilde anlayabiliriz. Şekli anlamda yargı, mahkemelerin yaptıkları ve kanunla verilen tüm işleri kapsar. Maddi anlamda yargı ise sadece hâkimlere bırakılmış olan başka hiç kimseye devredilemeyen fonksiyonu ifade eder. Maddi anlamda yargı, tarafsız bir mahkeme ve hâkim tarafından yargılama faaliyeti sonucunda haklı olan taraf lehine verilen karardır. (hükümdür)

 YARGI ÇEŞİTLERİ 

Yargı faaliyeti esasen bir bütün olmakla birlikte kendi içerisinde bir takım kollara ayrılmıştır. Bu kolların birbirine karşı herhangi bir astlık üstlük ilişkisi bulunmamaktadır ve her birinin ayrı usul kuralları bulunmaktadır. Türk yargı sistemi; Anayasa yargısı, idari yargı, askeri yargı ve adli yargı olmak üzere dört kısma ayrılır. Medeni yargı adli yargı içerisinde yer alır. Anayasa yargısı, İdari Yargı ve Askeri Yargı Medeni Usul Hukuku dersinin konusuna girmediğinden burada bahsedilmeyecektir.

  1)Adli Yargı  

Adli Yargı diğer yargı kollarına göre genel yargı koludur. Kural olarak diğer yargı kollarının görevine girmeyen uyuşmazlıklar hakkında karar veren yargı kolu adli yargıdır. Adli yargı da, ceza yargısı ve medeni yargı olarak iki koldan oluşmaktadır.
Ceza yargısı ceza kanunlarına göre suç sayılan fiiller hakkında devletin sahip olduğu cezalandırma yetkisini kullandığı ve buna ilişkin yargılamanın yapıldığı yargılamadır. Buna karşılık medeni yargı hukuk mahkemelerinin özel hukuka ilişkin uyuşmazlıkları çözümlediği yargıdır. Medeni yargı özel hukuka ilişkin hakların tespitini ve gerçekleşmesini amaç edinir. Medeni yargının konusu ise özel hukuka ilişkin uyuşmazlıkların çözümüdür. Ceza yargısında “şüpheden sanık yararlanır” ana ilke olması nedeniyle şüphe halinde sanık lehine karar verilecektir. Oysa medeni yargıda şüpheli durumda bir tarafın yararlanması gibi baştan kural konulamaz. Medeni yargıda özel yarar ön planda tutulurken, ceza yargısında kural olarak kamu yararı ön plandadır. Ceza hukukundaki kamu yararı unsuru nedeniyle kendiliğinden araştırma ilkesi söz konusudur. Hukuk davalarında ise hâkim kural olarak uyuşmazlıklarla ilgili vakıa ve delillerin toplanmasını kendiliğinden yapmaz tarafların mahkemeye getirdikleri ile yetinir. Buna taraflarca getirilme veya hazırlama ilkesi denir. Yine hukuk davalarında hâkim tarafların talepleriyle bağlı olmasına karşın, ceza davalarında böyle bir bağlılık söz konusu olmaz.
Suç oluşturan bir fiil sebebiyle tazminat talebinin de bulunması halinde bitişik yargılamada söz konusu olmaktadır. Bu durumda ceza yargılaması medeni yargı içinde yürütülmez. Ancak her iki yargılama da tamamen ilgisiz de değildir.
Her yargı kolu diğer bir yargı koluna ait ön sorunlar hakkında karar verebilir. Ancak hukuk hâkimi bazı ön sorunları bekletici sorun sayabilir. Ceza mahkemesindeki bir sorunun çözümünü bekleyebilir; yani bu sorunu bekletici sorun sayabilir. Ancak hukuk hâkimi için ceza mahkemesindeki bir sorunu bekletici sorun sayma zorunlu değil ihtiyaridir.
Medeni Yargı, çekişmeli ve çekişmesiz yargı olarak ikiye ayrılır.


a) Çekişmeli Yargı:
Medeni usul hukukunun asıl inceleme konusu çekişmeli yargıdır. Bundan sonra ki bölümlerde sadece çekişmeli yargı anlatılacaktır.


b) Çekişmesiz Yargı:
Çekişmesiz yargı da bir yargılama faaliyetidir. Çünkü çekişmesiz yargıya ilişkin işler de mahkemelerde görülmektedir. Çekişmesiz yargı medeni yargının bir alt dalı olmakla birlikte mutlak anlamda bir çekişmesizlik her zaman söz konusu olmayabilir. Uyuşmazlığın bulunmaması, çekişmesiz yargıyı belirleyen ölçütlerden sadece bir tanesidir. Çekişmesiz yargıda taraf değil ilgili kavramı esastır ve birçok ilgili bulunabilir. Bu ilgililerin tümü, farklı iddia ve taleplerde bulunabileceği gibi, tamamı aynı konuda görüş ve talep birliği içine de olabilirler. Çekişmesiz yargıya ilişkin işler HMK m.382 de sayılmış olmasına rağmen sadece bunlarla sınırlı değildir. Çekişmesiz yargı ölçütlerine giren işlerde m.382 de sayılmamış olsa dahi çekişmesiz yargı işi sayılmalıdır. Bu ölçütler;

  • İlgililer arasında uyuşmazlığın bulunmaması
  • İlgilerin ileri sürebileceği bir hakkın bulunmaması
  • Hâkimin re ’sen harekete geçtiği hallerdir. (Başkaca bir inceleme yapılmadan çekişmesiz yargı işi sayılamaz.)

M.U.H Ders Özetleri

Bu Yazıya Tepkiniz Ne Oldu?
  • 1
    be_endim
    Beğendim
  • 0
    alk_l_yorum
    Alkışlıyorum
  • 0
    e_lendim
    Eğlendim
  • 0
    d_nceliyim
    Düşünceliyim
  • 0
    _rendim
    İğrendim
  • 0
    _z_ld_m
    Üzüldüm
  • 0
    _ok_k_zd_m
    Çok Kızdım

Bültenimize Katılın

Hemen ücretsiz üye olun ve yeni güncellemelerden haberdar olan ilk kişi olun.

Sizin bu konudaki yorumunuz nedir?

Yorumlar (1)

  1. Makaleniz açıklayıcı yararlı anlaşılır olmuş ellerinize sağlık

Sizin bu konudaki yorumunuz nedir?